Zweig gençlik dönemi yapıtlarından Kızıl’da öğrenim için Viyana’ya giden genç bir tıp öğrencisinin büyük kentin gerçekliğine uyum sağlama ve yetişkinliğe adım atma sürecini anlatır. Kendini birdenbire ailesinden uzakta soğuk bir odada yapyalnız bulan bu “çocuksu” genç adam, zamanla girdiği bunalımın etkisiyle hayallerinden, başlangıçta büyük bir hevesle sarıldığı tıp eğitiminden vazgeçme noktasına gelmiştir. Tam da o günlerde kızıla yakalanan ve yardımına ihtiyaç duyan bir kız çocuğu onu hayata geri çağırır… 1908 yılına ait bu anlatı, Zweig’ın daha o zamanlar çoktan bir novella üstadı olup çıktığının kanıtıdır adeta. Üstelik, yazarın sonraki yapıtlarında sıklıkla karşılaştığımız bir temanın peşine henüz kariyerinin başındayken düştüğünü; gaddar bir dünyada varoluşunu sürdüremeyecek kadar kırılgan insanların acılarını baştan beri dert edindiğini ortaya koyar.
68 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1908
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

72 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 saatte okudu
Pedofili içerik üzerine
Zweig' ı nasıl bilirdiniz? İyi bilirdik. İyi de zaten, o konuda hemfikiriz. Öykülerindeki karakterler histerik iç konuşmalarıyla ünlüdür. Çoğu zaman dışa vuramadığımız, ruhumuzun karanlık ve derin yerlerindeki; küçük harflerle büyük yaralar açan kelimeleri sayfalara döker Zweig. Ve bizler okuyucu olarak bunları okur, kendi yansımamızı görürüz
Kızıl
KızılStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202232,8bin okunma
72 syf.
10/10 puan verdi
·
9 saatte okudu
Kızıl - Dikkat spoiler içerebilir!
Çocukluk hayallerini süsleyen Viyana'da tıp okuyan Berger'in Viyana'da yalnız kalışı, arkadaş bulamaması ve derslerinden geri kalışını konu alıyor. Kızıla yakalan bir kız onu tekrar hayata döndürüp, hayatına mal oluyor. Sindire sindire okuyun çabucak bitiyor sonra :( Yeni hayatıma başlamama sebep olan sözün ( incipit vita nova ) geçtiği kitaptır aynı zamanda. Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
Kızıl
KızılStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202232,8bin okunma
72 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Zweig’ın 1908 yılında yazdığı ve gençlik dönemi eserlerinden olan Kızıl, kimlik bunalımı içinde olan, hayatına yön vermeye / anlam katmaya çalışan 18 yaşındaki bir tıp öğrencisinin kısa hayatını işliyor. Zweig hikayelerinde karakterlerin iç dünyalarını göz önüne sermeyi, ruhsal betimler yapmayı çok iyi başarıyor. Bana göre bunun en büyük nedeni kendi ruhsal durumunu yansıtıyor olma ihtimali. Yoğun duygulara şahit olacak ve şaşıracaksınız. İyi okumalar
Kızıl
KızılStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202232,8bin okunma
72 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Pedofili sanat değildir!
Kızıl; Zweig okumayı seven biri olarak ve sayfa sayısının az olmasindan kaynaklı, 1saatte bitirdiğim bir kitap oldu sıcağı sıcağına incelememi eklemek istedim. Kitabın konusuna gelecek olursak; 18 yaşındaki tıp öğrencisi olan Berger'in Viyana'da ki yeni hayatından bahsediliyor. Yasadığı ve yaşayamadığı olaylar yüzünden bir an vazgeçmek eve geri dönmek istese de, ev sahibesinin kızıl hastalığına yakalanmış kızı sayesinde yeni bir umut kıvılcımı uyanıyor içinde. Yalnız şöyle bir durum var ki; benim okuduğum yayınevinin ve sanırım çeviriden kaynaklı, bir diyalog ta geçen cümle dikkatimi çekti. Olayın Viyana'da geçmesi ve karakterimizin dinle alakasının bariz belli olmasindan dolayı belki de... Cümle şu; "Allah allah bizim ufaklığa ne oldu böyle?" Tuhaf geldi bana... Aslında buraya kadar gayet akıcı ve kendini okutan bir Zweig novelası olsa da, Berger'in 13 yaşındaki kızı öpmesi beynim de pedofili kavramını uyandırmaya ve beni rahatsız etmeye yetti. Pedofili sanat değildir! Her ne kadar detaylı anlatım ve daha ilerisi düşünülmemiş olsa da bu konu da ki tavrın net. Aksini düşünmenin ruh sağlığı açısından bir problem olduğunu düşünüyorum. Olayı sonuca bağlayacak olursak; Zweig eserlerinde bir sıralama yapsam "Kızıl" başta yer alamayacak ama yine de okunması gereken bir kitap. En azından bisey kazanmasanız da bir kaybınız da olmaz :) Kitaplı günler....
Kızıl
KızılStefan Zweig · Maviçatı Yayınları · 201932,8bin okunma
72 syf.
·
Puan vermedi
Kızıl Üniversiteyi yeni kazanmış tıp öğrencisi Berger, Londra'da memurluk yapan kocasını kaybetmiş bir kadından, oda kiralar, oraya yerleşir. Tam eşyalarını yerleştiriyorken birden kapı çalar, genç, iri yapılı bir adam içeri girer. Kendini, "Ben Avukat Schramek" diye tanıtır. Berger ise bir karşısındaki gence bakar, bir de kendisine.. O kadar birbirlerinden farklılardır ki.. Schramek; güçlü, kuvvetli, özgüvenli iken, Berger; çekingen, içine kapanık, çelimsiz çocuksu yapıdadır. Kısa bir dalgınlığın ardından kendine gelen Berger de tokalaşmak için elini uzatır. "Memnun oldum, ben de Berger" der. Nitekim yazar, özünde bu iki karakter aracılığıyla.. Gençlik bunalımlarını, gençlerin yaşadığı çatışmaları, ben merkezci ve karşı cinse beslenen duyguları, arzuları, gençlerin dış görünüşlerine verdiği değeri, okuyucuya anlatmaya çalışmış. Bana kalırsa gayet  başarılı da olmuş. Okumanız Dileğiyle .. Keyifli Okumalar Diliyorum, Değerli Dostlar .. ๑ ◕‿◕ ๑
Gizemli okur
Gizemli okur
Kızıl
KızılStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202232,8bin okunma
72 syf.
8/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
Spoiler içerir!!
Kitapta Viyanaya okumak için giden Berger adındaki gencin yalnızlığı, içine kapanıklığı ve utangaçlığı anlatılıyor. Kendini güçsüz ve aciz hissederken derslerini de aksatıyor ve üniveristeyi bırakıyor. Büyük bir iç sıkıntıyla günlerini geçirirken kızıl hastalığına yakalanmış 13 yaşındaki bir genç kızla tanışıyor ve hayatını değiştireceğine yemin ediyor. Genç kızın da varlığıyla tam bir şeyler düzelmeye başlamışken Berger'in kızıl hastalığına yakalandığı görülüyor... Stefan Zweig kitaplarını hep severek okumuşumdur . Bu kitap da akıcı konusuyla birkaç saatte kolaylıkla bitirilebilir. Okumanızı tavsiye ederim. :))))
Kızıl
KızılStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202232,8bin okunma
72 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 saatte okudu
Edebiyat konusu yok!Çıldırmak üzereyim 1000K!
Spoiler içerir! Hem de çok içerir! Ben baştan uyarayım dedim.Hatta 2 kitaba ait spoiler içerir. Yeni bir inceleme daha.Kitabın adı Kızıl, kızıl hastalığından dolayı adı böyle.Zaten şöyle mükemmel bir kapağı var. Sırf kapağından dolayı okumuştum bunu, çünkü çok ilginç görünüyordu. hizliresim.com/T7Vw0o Böyle başladım kitaba. En fazla
Kızıl
KızılStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202232,8bin okunma
72 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
"Kendimi perişan hissediyorum,hasta gibiyim,sakat gibiyim,çünkü herkesten çok farklıyım,gitgide daha kötü,daha değersiz,daha gereksiz olduğumu gözyaşları içinde hissediyorum,ben..." Viyana'ya giden delikanlı bir tıp öğrencisi alışamadığı büyük kentin gerçekliğe uyum sağlama ve yaşayışlara karşı adım atma süreci anlatılıyor. İçinde kalan "çocuksu" duygusuyla, girdiği bunalımlar genci tıp eğitim sürecinden vazgeçme aşamasına getirir.O zamanlarda kızıl hastalığına yakalanan ve yardıma ihtiyaç duyan kız çocuğu genci tekrar hayata geri çevirir... Bu yaptığı yardım ile kızıl hastalığına kendisi yakalanır ve kendini hayata bırakır... Stefan eserlerinden bu kitap bende ayrı bir yeri oldu diyebilirim.Yalnızlık,utanç,çocuksu davranışlar...Bunlarla baş etmek zor...Okurken bir an gencin yerine kendi hayatımı okuyorum sandım,hayata yeni adımlar atarken ki korktuğum olaylar hepsi bir bir beni cezbeder hale geldi... Çabuk bitmesin diye yavaş yavaş okudum çünkü olaylar da o kadar kendinizi kaptırıp aklınızda ilişkilendiriyorsunuz ki sayfaların hızını fark edemiyorsunuz...Betimlemeler,iç dünyayı gözler önünde düşünmek çok iyi kurguyu gösteriyor...Yoğun duyguların ön planda oluşu daha iyi sonuçlar elde ettiriyor... Tek kelimeyle çok güzel bir eser...Kesinlikle okunması gerekiyor. Keyifli okumalar dilerim.
Kızıl
KızılStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202232,8bin okunma
72 syf.
5/10 puan verdi
Bazen hayal kurduğumuz şey gerçekleşince istediğimiz gibi bir doyuma ulaşamayabiliriz. Hatta bazı kişiler tam tersine tepki vererek hayal kırıklığı yaşarlar. Tıp öğrencisi olan Berger tam da böyle bir dönemden geçiyor. Gerçi yaşının verdiği de bir durum söz konusu olabilir daha 18 yaşında ve birden bire kendini başka bir şehirde yalnız başına buluyor. Her şey ufak da olsa tetiklemiş. Berger tam ergen bir insanın sergileyeceği tavırları sergiliyor;ona göre düşünüyor,ona göre hareket ediyor,hatta hayalini bile ona göre kuruyor. Fakat bir süre sonra bu da onu tatmin etmiyor ve bırakıyor. Hayatta hiç beklemediğimiz şeyler olabilir. Bazen istediğimiz şeyler zamanında olmaz bazen de olmasını istediğimiz şeyler olur ama o sırada her şey için çok geçtir. Berger için tam da böyle bir durum oluyor. Berger karakterini sevdiğimi söyleyemem çünkü ne istediğini bilmeyen,yalnız olmamak adına her şeyi yapan,ne istediğini söylemeyen ama karşıdaki kisi anlamıyor diye öfke besleyen bir karakter.18 yaşında lakin 13 yaşındaki bir kızı öpmesi (kızın da rızası var tabi) bana pek doğru gelmedi. Söyle de bir durum var tabii ki o zamana göre bu normal bir durum olabilir. Bizim zamanımıza göre bu durum çok normal değilken belki bu durum gelecekte daha başka şekillerde karşılanabilir. Yine de okurken bu durumun beni rahatsız ettiği gerçeğini değiştirmiyor. Stefan Zweig'in kitaplarını okumayı gerçekten seviyorum. Karakter analizleri gerçekten çok etkileyici. Bu kadar kısa sayfa sayılarına rağmen her seferinde güzel mesajlar veren, derin anlamlara sahip olan kitaplar yazabilmeyi beceriyor.
Kızıl
KızılStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202232,8bin okunma
68 syf.
9/10 puan verdi
·
34 saatte okudu
Kendini arayan, kendini bulmaya çalışan bit tıp öğrencisinin hikâyesi… Berger henüz 17 yaşında olmasına rağmen yaşadığı özgüven sorunundan dolayı kendini topluma kabul ettirme çabası içerisindedir. İçerisinde bulunduğu bu çocuksu sancılı süreçten kurtulmak için çözümü çevresindeki insanlarda arar. Komşusu olan Schramek, karakter olarak Berger’in olmak istediği bir karakterdir ve hukuk öğrencisidir. Schramek’in kız arkadaşı olan Karla ise Berger ile tanıştıktan sonra Berger’in kişisel yapısı hakkında sürekli dalga geçer haldedir. Kitapta henüz açılmamış bir gül gibi diye tasvir edeceğimiz Berger’in saflığının ve temiz dünyasının, üniversiteyi kazandıktan sonra yaşadıkları üzerine çevresine karşı güvensizliği anlattığı sırada tam her şey bitti derken ev sahibinin kızının yaşadığı kızıl hastalığı bambaşka bir yol açıyor Berger’in hayatına. Kızı tedavi ederken aralarında geçen sohbet Berger’in insanlara ve aşka olan güvenini tekrardan tazeliyor. Ama gel gelelim kızıl hastalığı Berger’in de hayatına musallat oluyor. Gençlerin kolay atlatabildiği ama yaşı ilerlemiş insanların ölümle sonuçlanan bu hastalığı acaba Berger yenebilecek mi? Özetleyecek olursak çevrenizdeki insanlar sizi vezir de eder, rezil de eder… Bu sebeple çevrenizdeki insanları seçerken, bu insanlar benim şahsıma ve kişisel hayatıma nasıl bir etki yapabilir diyerek iyice bir süzgeçten geçirmeyi unutmayın. Keyifli okumalar dilerim…
Kızıl
KızılStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202232,8bin okunma

Yazar Hakkında

Stefan Zweig
Stefan ZweigYazar · 187 kitap
Babası varlıklı bir sanayici olan Stefan Zweig, küçük yaşlardan itibaren kültür ve edebiyat alanında eğitim görmeye başladı. İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Latince ve Yunanca öğrendi. Viyana ve Berlin üniversitelerinde felsefe öğrenimi gördü. İlk şiirlerini lisedeyken, Hugo von Hofmannsthal'ın ve Rainer Maria Rilke'nin eserlerinin etkisiyle yazdı. 1901'den sonra Fransızca yazan Paul Verlaine ve Baudelaire'in şiirlerini Almanca'ya çevirdi. 1907-1909 yılları arasında Seylan, Gwaliar, Kalküta, Benores, Rangun ve Kuzey Hindistan'ı gezdi, bunu, 1911'deki New York, Kanada, Panama, Küba ve Porto Riko'yu kapsayan Amerika yolculuğu izledi. 1914 yılında Belçika'ya Émile Verhaeren'in yanına gitti. I. Dünya Savaşı'nda (1914-1917) gönüllü olarak Viyana'da savaş karargâhında "Savaş Arşivi"nde memur olarak çalıştı. Savaştan sonra Avusturya'ya dönerek Salzburg'a yerleşti. 1920 yılında, Frederike Von Winternit ile evlendi. Stefan Zweig Salzburg'da yaklaşık 20 yıl yaşadı. Kapuzinerberg'in yamacındaki villasında geçirdiği yıllar, Zweig'ın en verimli yıllarıdır. Kapuziner yokuşu, 5 numaradaki villayı, Friderike ile evli olduğu yıllarda satın aldı. Salzburg'da geçirdiği yıllar Zweig'ı edebiyatta doruğa tırmandırdı, en güzel eserlerini, kente ve Salzach’a yukardan bakan iki katlı, ağaçlar arasına gizlenmiş villada yazdı. Kısa sürede ünlü insanlarla dostluk kurdu, onları sık sık Salzburg'da konuk etti. Romain Rolland, Thomas Mann, H.G. Wells, Hugo von Hofmannstahl, James Joyce, Franz Werfel, Paul Valery, Arthur Schnitzler, Ravel, Toscanini ve Richard Strauss, Zweig'in konuğu oldu. Salzburg'da geçen yıllarında Zweig, Avrupa'nın düşünsel birliği için ağırlığını koydu; makaleleriyle ve konferanslarıyla aşırılıklara karşı uyarılarda bulundu; diplomatik çevrelere, akıl ve sabır çağrısı yaptı. 1927'de Almanya'nın Münih şehrinde "Duygu Karmaşası", "Yıldızın Parladığı Anlar" ve "Tarihsel Baş Minyatür" adlı kitapları yayımlandı, yine 1927'nin 20 Şubat tarihinde "Rilke'ye Veda" başlıklı konuşmasını yaptı. 1928'de Leo Tolstoy'un 100. Doğum Yıldönümü Kutlamaları'na katılmak üzere, Sovyetler Birliği'ne gitti. 1933'de, Nazilerin yakmaya başladıkları kitaplar arasında Yahudi kökenli Zweig'ın eserleri de yer alıyordu. 1934'te Gestapo'nun villasını basıp, silah araması üzerine Zweig ülkesini terk etmek zorunda kaldı ve İngiltere'ye, Londra'ya yerleşti. Ancak, kendini burada da rahat hissedemedi ve taşındı. Zweig, 1937'de ilk karısı Frederike'den ayrıldı ve bir yıl sonra Portekiz'e yanında Lotte Altman adında bir kadınla gitti. O sıralarda Avusturya, Alman Reich'ına katılmıştı ve Zweig da İngiliz vatandaşlığına geçmek için müracaat etti. 1939'da "Kalbin Sabırsızlığı" adlı romanı yayımlandı ve Zweig da, Portekiz seyahatine birlikte çıktığı Lotte Altman ile evlendi. 1940'ta İngiliz tabiiyetine girdi, II. Dünya Savaşı sırasında New York'a, Arjantin'e, Paraguay'a ve Brezilya'ya gitti. Zweig konferanslar için gittiği Brezilya'ya yerleşmeye karar verdi. Orada ünlü "Bir Satranç Öyküsü"nü kaleme aldı. Stefan Zweig, 1941'de Montaigne üzerine çalışmaya başladı ve "Dünün Dünyası - Avrupa Anıları" adlı otobiyografisini kaleme aldı. "Dünün Dünyası" kitabı, 1900’lerin başında gençliğini yaşamış bir yazarın yaşadığı dünyanın asla eskisi gibi olmayacağını farkettiğinde eski günlere düzdüğü bir övgüdür. Avrupa’nın içine düştüğü durumdan duyduğu üzüntü ve yaşamındaki düş kırıklıkları nedeniyle 22 Şubat 1942'de Rio de Janeiro'da, karısı Lotte ile birlikte intihar etti. Buna Hitler’in dünya düzenini kalıcı sanmasının verdiği karamsarlığın yanı sıra, kendi dünyasının asla bir daha varolmayacağı düşüncesi neden oldu. Üretken bir yazar olan Zweig, birçok konuda denemeler yaptı. Lirik şiirler yazdı, trajedi ve dram türünde sahne eserleri denedi, özellikle biyografi alanında önemli eserler ortaya koydu. Freud ve psikolojiye olan ilgisi onu bu alana yöneltti. Biyografi alanındaki çalışmaları, dönemin birçok ünlü kişisinin hayatlarını gözler önüne serdi. Üç Büyük Usta: Balzac, Dickens, Dostoyevski; Kendi İçindeki Şeytanla Savaşanlar: Hölderlin, Kleist, Nietzsche; Romain Rolland; Marie Antoinette; Magellan, Stendhal, Erasmus, Fouche eserleri bu biyografilerden birkaçıdır.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.