Gönderi

263 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 13 days
William Wordsworth'den Otobiyografik Şiirler Toplamı: Prelüd
“ ...şiiri kayda değer konularla Meşgul edeceğim; dürüstlük ve Kutsal tutkular içinde Bunlardan söz edeceğim, adalet yerini bulsun Hak eden makama saygı duyulsun diye: İşte böyle sevinçle, kirlenmemiş kulaklara seslenip Aşkla kendinden geçmeyi, şefkati ve umudu Öğreteceğim, ilham edeceğim “ - William Wordsworth 1. Giriş: Bu yazıda,
William Wordsworth
William Wordsworth
’ün şiirleri ve Prelüd’e ek olarak şairin hayatına, edebiyatta romantizm akımının başlangıcına,
Samuel Taylor Coleridge
Samuel Taylor Coleridge
ile dostluğuna, Avrupa’nın içinde bulunduğu siyasi atmosfere ve İngiliz Edebiyatına katkılarına değinmeye çalışacağım. 2. William Wordsworth’un Hayatına Dair: 1770 yılında doğan ve 1850 yılına dek uzun bir yaşam süren William Wordsworth, hem İngiliz Edebiyatı hem de dünya edebiyatının önemli simalarından biri. 80 yaşında hayata veda ettiğinde kraliyet şairi unvanını taşıyor olmasının yanı sıra, halka ve sanata mal olmuş çok değerli şiirleri ardında bırakmıştır. Cumberland’da doğan ve ömrünün çoğunu İngiltere’de geçiren şairin hayatında Fransa da etkin bir rol oynar. Küçük yaşlarda annesi ve babasını kaybeder ve bu durum kardeşinin akrabalarının yanında büyümesine neden olur. Bir arkadaşının ölümünün ardından kendisine kalan miras sonucu maddi olarak rahatlar ve kız kardeşi Doroty’i yanına alarak bir kır evine yerleşir. Liseden sonra Cambridge Üniversitesi’nde eğitim görür. Fransa’ya ilk gidişinin ardından Annette Vallon isimli bir kadınla tanışır ve bir kızları olur. Fakat İngiltere ile Fransa’nın savaş durumunda olmaları sebebiyle uzun yıllar birbirlerini göremezler. Daha sonraki yıllarda Mary Hutchinson’la evlenir, beş çocukları olur fakat iki çocuğu küçük yaşlarda ölür. Asıl önemli eserlerini 40 yaşından önce verdiği söylenen Wordsworth, ölümüne dek aralıklarla eserlerini yayımlamaya devam eder. 3. Edebiyatta Romantizm Akımı: “ Ve elimden geliyorken, kelimeler yettiğince Cisim ve hayat vermek isterim hissettiklerime, Geçmişin ruhunu kutsayarak (umudum böyle) Gelecekteki yenilenme için “ (sayfa 236) 18. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan Romantizm akımı, edebiyat dünyasına âdeta bir güneş gibi doğmuş ve Avrupa’dan dalga dalga yayılarak dünyaya açılmıştır. Edebiyatın yanı sıra, resim, müzik, mimari gibi alanlarda da yansımasını gördüğümüz bu akım, sanatçılara geniş ve sınırsız bir kapı açmıştır. Endüstri Devrimi, Fransız İhtilali, özgürlükçü gençlerin seslerini daha fazla duyurması gibi siyasi ve sosyal olayların tetiklediği düşünülse de aslında daha çok belli kalıplar içine sıkışıp kalan sanat dallarının bulundukları alandan taşması ve yazar ve şairlerin kendilerine yeni kalıplar araması sonucunda doğduğunu söylemek mümkündür. Materyalizm ve realizmden sıkılan insanoğlunun kendi içine dönerek daha yüce unsurlar araması sonucunda ortaya çıkan Romantizm akımı, duygusallıktan, öznellikten, zevkten beslenir ve sanat eserlerini toplumcu özelliklerden arındırarak daha bireysel bir hüviyete büründürür. Antik Yunan ve Antik Roma sanatını devam ettiren Klasizm'e karşılık olarak doğan Romantizm'in dünya sanat tarihi için önemi büyüktür. Yerinde saydığı düşünülen ve yenilikçi bir tutum sergileyemeyen kimi sanat dallarının nefes almasına yol açmış ve bu alanlarda yeni ve orijinal içeriklerin yayımlanmasına neden olmuştur. 4. Coleridge ve Wordsworth’ün Dostluğu ve Romantizm Akımı'na Katkıları: “ Geçmiş günler yeniden canlanıyor, Ve geri geliyor tüm çocukluk anıları, Soluk ama daha sakin, öğlen uykusundan Akşam vakti uyanan birine ışıması gibi güneşin “ (sayfa 157) Romantizm akımının başlangıç noktası olarak gösterilen şairler arasında ise şüphesiz
William Wordsworth
William Wordsworth
ve
Samuel Taylor Coleridge
Samuel Taylor Coleridge
gelir. Bu iki şairin dostluğu edebiyat dünyasına çok iyi eserler kazandırmıştır. Tıkandıkları zaman birbirlerini destekleyen, fikirleriyle birbirlerine yol gösteren ve hatta birbirlerine dizeler, şiirler armağan eden sıkı bir dostluktur onlarınki. Tabii ki birlikte eser yazmadan da olmazdı. İlk olarak 1798'de yayımlanan
Lirik Baladlar
Lirik Baladlar
, iki şairin dünyada Romantizm akımını başlattıkları eser olarak edebiyat tarihine geçmiştir. Bu eser, duygu ve hayal gücü manifestosu olarak yayımlanmış, okuyan herkeste kendi içlerine dönme isteği uyandırarak uzun yıllar akıllardan silinmeyecek güçte dizeler armağan etmiştir edebiyat dünyasına. Colaridge'nin ilk olarak bu kitap içine eklediği fakat sonradan kendine özgü bir kitap olarak yayımladığı
Yaşlı Denizcinin Ezgisi
Yaşlı Denizcinin Ezgisi
de hem İngiliz şiiri hem de dünya şiiri için çok özel bir yere sahiptir. Modern şiirin
Odysseia
Odysseia
'si olarak anılan kitap, aradan geçen yüzlerce yıla rağmen etkisini koruyor. Wordsworth'ün kaleme aldığı
Prelüd - Bir Şairin Zihinsel Gelişimi
Prelüd - Bir Şairin Zihinsel Gelişimi
adını taşıyan bu kitap ise şairin hayatına dair otobiyografik öğeler taşıyan bir eserdir. Bir şairin kendi hayatını şiirselleştirmesi ve hayal gücü kullanımının yüksek olduğu biyografik bir manifestoya imza attığını söylemek mümkündür. 5. Prelüd: Bir Şairin Zihinsel Gelişimi Hakkında: “ Ve belki biraz fazlaca, hissetmeyi öğrendim Kendine yeter gücünü Yalnızlığın. “ (sayfa 42) Wordsworth, gençliğinde daha devrimci ve keskin düşüncelere sahip biridir. Yaşı ilerledikçe daha dindar ve milliyetçi bir yapıya bürünür ve bu da haliyle eserlerine de yansır. Prelüd’ü yazmadan önce aslında amacı daha çok, İngiltere’nin içinde bulunduğu savaş hali dolayısıyla insanların üzerindeki karamsarlığı gidermek amacıyla bir metin kaleme almaktır. Bu metin, felsefi bir bakış açısıyla yazılacak, şiirsel bir dile sahip olacak ve insanların yeniden umutlanmasına, huzura kavuşmasına sebep olacaktır. Yüzlerce dize yazan şair bir anda bu düşüncesini sorgular ve gidişattan memnun kalmaz. Böylesine büyük bir yapıtın altından kalkıp kalmayacağını düşünmeye başlar, yazdığı kısımları usulca bir kenara bırakır ve bu metnine önsöz olarak tasarladığı bir başka metnin yazımına geçer, bu eser Prelüd’dür. Münzevi; ya da İnsan, Tabiat ve İnsan Hayatı Üzerine Düşünceler ismini vereceği bu felsefi yapıtı henüz doğum aşamasındayken Prelüd’ü yazmaya soyunan Wordsworth’ün amacı bu kez kendi içine eğilmek ve tabiat, eğitim, sanat, aşk, hayat gibi kavramların kendi üzerindeki yansımasını incelemektir. 1805 yılında tamamlanan ve Münzevi için önsöz olarak tasarladığı Prelüd, daha sonra birçok değişikliğe uğrar ve yazımı 1839 yılına dek devem eder. Fakat bu süre zarfında hayatın birçok açıdan değiştirdiği şairin düşünceleri de eski yazdıklarından uzaklaşır ve silinip yeniden düzenlenen kısımlar eleştirmenler tarafından pek hoş karşılanmaz. Zira ortada gençliğin çıkardığı bir metne yaşlılığın dokunuşu mevcuttur ve bu durum eseri başka bir hale sokmaktadır. Nitekim metin şairin ölümünden sonra ancak eşi tarafından 1950 yılında ve onun uygun gördüğü başlıkla yayımlanır. 1805’teki ilk versiyonu 13, yayımlanan versiyonu ise 14 kitaptan oluşmaktadır. Türkçeye ilk kez çevrilen bu kitabın eserin son versiyonu olduğunu belirtmek gerek.
Beowulf
Beowulf
,
Sir Gawain ve Yeşil Şövalye
Sir Gawain ve Yeşil Şövalye
,
Bukleye Tecavüz
Bukleye Tecavüz
gibi İngiliz Edebiyatının çok önemli metinlerini Türkçeleştiren çevirmen
Nazmi Ağıl
Nazmi Ağıl
'ın önsözde belirttiği üzere çeviri aşaması bir hayli zorlu geçmiş ve 1 yıla yayılmıştır. Eserin hangi versiyonunu çevireceğine ise yine kendisi karar vermiş ve son halini seçmiştir. Olur da bir gün ilk versiyonunu da Türkçede okuma imkânı bulursak, aradaki farkları daha iyi görmüş oluruz. 6. Kitaptaki Şiirlerin İçeriğine Dair: “ Hâlâ değerliydi benim için Tabiat, Onda bir denge vardı, Kötülük ruhu hepten coştuğunda, Koynunda bana özel bir mutluluk saklardı. “ (sayfa 229) Yukarıda da bahsettiğim üzere,
William Wordsworth
William Wordsworth
'ün Prelüd'de yapnaya çalıştığı şey tam olarak kendi hayatının önemli noktalarını şiirsel bir dille kalıcı hale getirmektir. Ve bunu başarır da. Eksiksiz bir otobiyografi olarak görülmeyen Prelüd, şairin hayatına dair çok fazla şeyi açık etse de, yazmayı tercih etmediği birçok şey de mevcuttur. Örneğin ilk eşi Annette Vallon'un adı dahi geçmez fakat şairin kendisinden 1 kızı olmuştur, bu da haliyle aralarında bir aşk olabileceği izlenimini doğurmaktadır. 14 farklı başlıkta toplar şiirlerini Wordsworth. Tabiatın kendisine vermiş olduğu ilham eserin temel noktalarından biridir. Çocukluğunda tabiatla bilinçsizce kurduğu temasın zaman geçtikçe daha bilinçli bir hale gelmesinden bahseder ve onu kucakladığını ifade eder. Wordsworth'ün iyi bir şair olması, onun çok iyi bir okur olduğu anlamına gelmemektedir. Elbette
William Shakespeare
William Shakespeare
,
John Milton
John Milton
,
Edmund Spenser
Edmund Spenser
,
Geoffrey Chaucer
Geoffrey Chaucer
,
Homeros
Homeros
,
Miguel de Cervantes
Miguel de Cervantes
gibi yazarları ve şairleri keşfedip okur lakin hiçbir zaman geniş bir kütüphaneye sahip olduğu söylenemez. Edebiyatın ve akademinin ilgisini yüksek oranda cezbetmediğini ifade eder ve kendi içine dönmenin, yalnız kalmanın, doğayla baş başa kalmanın kendisine daha iyi geldiğini belirtir. Geometri ve şiiri dünya yıkılsa dahi ayakta kalabilecek olan iki unsur olarak açıklar dizelerinde.
Platon (Eflatun)
Platon (Eflatun)
'un Akademia'yı kurduktan sonra girişine " Geometri bilmeyen giremez " cümlesine güzel bir atıf olarak da okunabilecek bu dizelerde şiirin onun nezdindeki önemi de ortaya çıkıyor. Edebiyat tarihinin en eski metinlerinin şiirsel dille yazılmış olmaları şairin dikkatini çekmiş olacak ki, binlerce yıldır yıkılmayan bu iki kaleyi şiirinde anıyor. Kırsal hayatı her zaman şehir hayatına tercih eden şair, özellikle kız kardeşi Dorothy ve yakın dostu
Samuel Taylor Coleridge
Samuel Taylor Coleridge
ile birlikte kırlarda gezmenin keyfine değinir. Fakat buna rağmen Londra'nın ruhunda uyandırdığı etkileri de paylaşmadan edemez. Şehrin benliğindeki yansıması ve değeri hakkında son derece önemli dizeler kaleme alır. Buna ek olarak tabiat sevgisinin onu insan sevgisine götürdüğünü söyleyerek bir kez daha doğanın önemine dikkat çeker. İngiltere ve Fransa arasında 23 yıl sürecek olan savaş durumunun ve sonrasındaki Fransız İhtilali gibi siyasi olayların onun zihninde nasıl tezahür ettiğini de görüyoruz şiirin bazı bölümlerinde. Zaman zaman umutsuzluğa kapılsa da, gelecek olan güzel günlere inanmak istediğini de her fırsatta dile getirir Wordsworth. Uzun otobiyografik şiirinin sonlarına yaklaşırken şairin değindiği en önemli şeylerden birinin hayal gücü olduğunu anlarız. Bu güç, insana bahşedilmiş çok önemli bir güçtür ve bunun farkında olmak onu çok mutlu etmektedir. Tabiatın içinde uyandırdığı hisler ve hayal gücüne taparcasına bir sevgi beslemektedir. “ Hayatımızda zaman lekeleri vardır. “ (sayfa 234) Şairin değindiği ve belki de en önemli kısımlardan bir ise insanların hayatındaki zaman lekeleridir. Hayatımızda çok önemli yere sahip olan olayların âdeta üzerimize yapışıp bir ömür boyu bizimle birlikte yolculuk ettiği savını destekleyici nitelikte cümleler yazar. Geçmişine dönük yazdığı bu eser de akıllara Fransız yazar
Marcel Proust
Marcel Proust
'un 7 ciltlik
Kayıp Zamanın İzinde
Kayıp Zamanın İzinde
serisini getiriyor. Belki de Proust'un ilham kaynaklarından biridir bu zaman lekeleri, kim bilir? 7. Son Söz: Wordsworth şiiri " kendiliğinden taşan güçlü duyguların sakin kafayla yeniden hatırlanarak kayda geçirilmesi " şeklinde tanımlar.
Prelüd - Bir Şairin Zihinsel Gelişimi
Prelüd - Bir Şairin Zihinsel Gelişimi
adıyla yayımlanan ve kendi hayatından izler taşıyan bu otobiyografik şiirler toplamında yaptığı şey kendi şiir tanımıyla bire bir uyuşuyor. Hayatı boyunca zihninden taşan güçlü duyguları, sakince derleyip toparlayıp yazıya geçiriyor. İngiliz Edebiyatının mihenk taşlarından biri olan bu şairle henüz tanışmadıysanız Prelüd iyi bir tercih olacaktır. Ardından Colaridge'nin eserlerine ve birlikte yazdıkları
Lirik Baladlar
Lirik Baladlar
'a geçerek edebiyatta Romantizm akımının doğuşuna şahitlik edebilirsiniz. Keyifli okumalar dilerim. “ Bana düşen korkusuz adımlarla gitmek Bilginin götüreceği yere “ sayfa 246
Prelüd - Bir Şairin Zihinsel Gelişimi
Prelüd - Bir Şairin Zihinsel GelişimiWilliam Wordsworth · Yapı Kredi Yayınları · 201063 okunma
··
2,142 views
NUR okurunun profil resmi
Yine olağanüstü bir inceleme, değinilmesi gereken her noktaya değinilmiş. İngiliz Edebiyatı Romantik Dönem denince Wordsworth ve Coleridge bir bütün olarak gelir akla, hangisi telafuz edilse diğeri anılır ardından hızla. Elbette bunda yaşadıkları bölgenin, dostlarının aynı oluşu ve kendi sıkı dostlukları da büyük rol oynar. Early Romantics yahut Lake Poets olarak adlandırdığımız grupta yer alan bu ikili, güzel dostluklarının yanında büyük de bir görev paylaşır. Romantik edebiyatının manifestosu kabul edilen Lyrical Ballad’ı beraber hazırlayıp yayınlamışlardır. Aslında oldukça zıt yapıdadırlar, Wordsworth oldukça sakin ve kontrolcü iken, Coleridge kontrolsüz bir heyecana sahiptir ancak bu harika bir uyum yaratır her nasılsa. Karakterlerindeki tezatlık bizi eserlerinde de karşılar, Wordsworth olağan şeyleri ele alıp olağanüstü tasvir eder şiirlerinde, Tintern Abbey buna müthiş bir örnektir; Coleridge ise olağanüstü konuları olağan hale getirmekle görevlidir, yapısı itibariyle de heyecanlı olan şair bu işte oldukça başarılı olmuştur, Yaşlı Denizcinin Ezgisi’ni (aldığı afyonun da etkisiyle) adeta yaşamış ve sonra kaleme almıştır. Filmde bu sahne çok güzel işlenmiştir. (youtu.be/N9kS-NeNOcs) Dönem bütünüyle çok keyiflidir ancak bu dostluk ve verdiği meyveler ayrı lezzetlidir. Ne yazık ki az sayıda eseri çevrilen diğer önemli romantik şairlerimizi de hatırlatalım: Percy Bysshe Shelley, John Keats, Lord Byron. Romantik Dönem genel bilgi için üç parçalık bir BBC belgeseli bırakıyorum: youtu.be/oLwRXlSgiSQ youtu.be/liVQ21KZfOI youtu.be/R6mefXs5h9o Harika incelemeniz için tekrar ellerinize sağlık. 👍🏻💫
Bahri Doğukan Şahin okurunun profil resmi
Ne belgeselleri izledim, ne de filmi… Bu yüzden değinmediğim kısımlar olmuştur mutlaka yazıda. Yakın zamanda izleyip Colaridge’e dair bir şeyler yazdığımda dönemin afmosferine ve diğer şairlere daha fazla yer vereceğim. Gerçekten Colaridge ve Wordsworth’ün dostluğu ilgi çekici. Farklı kaynaklardan daha fazla okuma yapmam gerekecek konuya dair. Romantizm akımını başlatmış olmaları çok değerli her şeyden önce. Ben de bundan sonra yönümü diğer romantiklere çevirmeyi düşünüyorum. Byron, Kests ve Shelley’i de okumam gerek. Çok teşekkür ediyorum yorum için. ☘️
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.