Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Gelelim Mustafa'nın Deniz'ini kaybettiği denizden gelen bebeğe... Türkiye'nin içinden çıkamadığ göçmen meselesine esaslı bir dokunuş yapmışsınız. Televizyonlardan kıyaya vuran bebekleri, insanları gördük. Adına ne dersek diyelim, Aylan, Samir, Hamid... Suriyeli, Afganlı, Pakistanlı.. İnsanlığın her anlamda can çekiştiği bir noktadayız. Kapitalizm ağzını açmış beklerken, insan hayatının yok sayıldığı bir yerden dünyaya bakmak; sahte can yeleklerinin üretildiği, sişme botların insan taşıma kapasitesinde olmadığı, hayatların parayla satıldığı bir dünyaya nasıl bakmalıyız? 1970'li yıllarda Stockholm'de yazdığım Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm romanımda Bülent adlı bir akademisyen bir kehanette bulunur. İlerde Asya'dan, Afrika 'dan insanlar şişme botlara, sandallara binecek ve Avrupa ya göç edecek. Bunu durdurmaya kimsenin gücü yetmeyecek gibi bir Kehanet: "Açlık çeken ülkelerden insanlar sallara, köhne motora binecek ve Avrupa kıyılarını zorlayacaklar. Afrika ve Asya kıtalarının insanları, Avrupa' ya, Amerika'ya akacak. Bir süre sonra kimse başa çıkamayacak bu göçle. " Bugün kehanet gibi görünen bu cümleler, aslında dünyanın gidişini okuyabilmekle ilgiliydi. Bugün her șey daha da kötü. Artan nüfus, yemeğe, ilaca, temiz suya erişimleri olmayan milyonlarca insan ve pandemi döneminde bile milyar dolarlarını artıran, emek hırsızı küçük bir kesim. Dünya bu dengesizliği kaldıramaz. Kapitalizm, Marx ve Engels'in söylediği gibi kendi sonunu getiriyor ama dünyamızı da felakete sürüklüyor. 8 milyara yakın insan, hepimizi köleleştiren bir kapitalist diktatörlüğün saldırısı altındayız. Daha önceki çağlarda köleler ayaklarındaki prangadan köle olduklarını anlıyordu. Modern köleler ise kendini özgür sanıyor, çünkü beynine geçirilmiş prangaları göremiyor. Dünya, kapitalistlerin, halkını soyan diktatörlerin, yolsuz bürokratların korkunç hırsına engel olamazsa, göçler de sürecek, terörizm de, isyanlar da. Bir insanın, şirketinin trilyon dolar etmesi bir yana, kişisel hesabında 700-800 milyar dolar gibi bir para bulunmasının anlamı ne? Artı değeri sömürerek edindiği bu servet, eskiden olduğu gibi altın vs. de değil, o parayı bile görmüyor. Sadece bilgisayar ekranında sıfırlar , sıfırlar , sıfırlar. Bütün kavga, dünya nüfusunun mahvolması, bebeklerin ölmesi pahasına o soyut sıfırları artırmak. Bana göre bu bir suçtur; devletlerin, belli bir limitin üstündeki kişisel servetlere izin vermemesi, düzgün vergi yasalarıyla sosyal adaleti düzenlemesi gerekir. Devlet bunun için var.
Sayfa 131Kitabı okudu
··
6,3bin görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.