"Belki de bu bir romandır ve kurgu tamamen benim hafızamda kaçıyorum diye kendime koşmama, bu saflık anıma dayanıyordur. "
Hepimiz düşüp kalkıp, bulup kaybedip, inanıp, yanılıp dönüşüyoruz. Kime dönüşüyoruz peki ? Kendimize. Kendimizi bilme, bulma yolunda başka başka benlere dönüşüp her ben ile sınanıp pişiyoruz. Hepsiyle bir bütünüz. Bir ben eksik olsa kendimizi bulamayacağız gibi... Öyle iç içe , öyle birbirine bağlı görünmez iplerle. İşte Adem, ki hangi Ademse - ki hangi Adem olduğunun önemi yok- aşık Adem'i unutmak için önce acılarla boğuşuyor sonra o aşık Adem'i bulma yolunda daha çok acı çekiyor. Her şey olması gereken zamanda hayatımıza dokunur ve bizi biz yapar. Anılarla , acılarla, tüm aşklar ve ayrılıklarla yüzleşmeli ve barışmalı. Unutmamalı ki ilk Ademden son Ademe dönüşemektir hayat, her anına sahip çıkarak.
Yazarın etkileyici üslubu içinde ben de yeni birine dönüştüm yine bilmem kaçıncı kere...