ölü canlar..Öncelikle hikayesinin çok ilginç olduğunu söyleyerek başlamak isterim..
Çicikov un cocukluktan itibaren ailesinde gördüğü parasızlık ve okul hayatının başlaması ile veda ettiği babasınin geçim şartlari konusunda öğütleri daha yatili okulun ilk günü cicikovun aklına isliyor.. tabi kitaptaki hikaye bu şekilde baslamiyor..
Dostumuz çicikov becerikli ve iletişim konusunda son derece yetenekli bir girişimci diyebiliriz.. konuştuğu herkesi oluşturduğu ilk izlenim ile etkilemeyi başarmış sempatik ve bı o kadar tatlı dilli dostumuz; büyük bir hayal ve hırsla çiftlik sahipleri ile görüşerek kaybettikleri ya da kaçırdıklari ama buna rağmen vergisini peşin verdikleri çiftçilerini - ölü canlari -satın almak ister..
Hikayemiz ayrıntılı ve uzun.. ölü canlari neden almak istediğini ise burada söylemeye lüzum yok..
Kitabı asıl guzellestiren ise Gogol un; dostumuz çicikov u erdemli ve efsanevi bir kahraman değil, halktan biri, hırsları ve yanlışları ile sıradan bir insan olarak bize tanıtması..
Gogol un kitap boyunca tanıttığı karakterler, karakterlerin özellikle dış görünüşleri ile huylarıni uyumlu bir şekilde anlatması çok başarılı idi..
Birbirinden farklı bir sürü karakterin eşlerinden tutunda kendi çiftlikleri evleri hizmetçileri hepsini çicikov ile birlikte siz de tanımış olacaksınız..
En sevdiğim yerlerinden biri..
Anne babasını küçük yaşta kaybetmiş genç çiftlik sahibimiz çiftliği amcasına bırakıp şehirde sıradan bir memur hayatı yaşamak isterken rüşvet ve sahtelikten şehir hayatından anında soğuyup amcası ikaz ettiği halde "köyüme saf ve temiz kalpli ciftcilerime dönmek istiyorum" dedikten sonra; köylünün adamın iş bilmemesini fırsat bilip hemen çiftlik sahibini kaziklamaya çalışması..
Gogol iyilik ve kötülüğün her zümre içinde olduğunu kimsenin siyah veya beyaz olmadığını gösteriyor..
Tavsiye ederim, keyifli okumalar..