Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

592 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
merilands.com/safak-vakti-ste... “Kalbimi bulmak için onu hissetmeye çalıştım ama kendi bedenimin içinde öyle kaybolmuştum ki, bulamadım.” Saat işliyor, tik tak tik tak… Bella Swan insan saatlerinin sonuna yaklaşıyor. Alacakaranlık serisi, dördüncü, hikayenin final kitabı Şafak Vakti ile aklınızı başınızdan almaya devam ediyor. Üçüncü kitabı Tutulma da, vampir yenidoğan ordusu kuran, intikam isteyen Victoria’nın ordusunu zorlukla al aşağı ettikten sonra Bella ve Edward’ın hayatı yeni bir ışıkla aydınlanmaya hazırdır. Cullen ailesi, tüm bu zorluklardan sonra yeniden rahat bir nefes almış, Bella’nın insan kalbini koruma altına almıştır. Bella ise Volturiler ile yaptığı anlaşmanın arkasında durabilmek için bir an önce vampir olmaya can atıyordur. Edward, artık bunun sorumluluğunu üstlenmesinin zamanı geldiğini düşünmüş, fakat Bella’dan bunun olması karşılığında bir şart istemiştir. O da evlenmek… Tipik Edward yöntemi, evlenmeden olmaz ritüeli. Üstelik kurt adam arkadaşı Jacob’a düğün davetiyesi dahi gitmiştir. Jacob tüm bu olanlara daha fazla katlanamayacağını düşündüğünden sürüsünü de terk ederek bir süre uzaklara gider. Bella, Jacob’un bu tutumunu oldukça iyi anlıyordur, ama bir yandan da onu özlemeye devam ediyordur. Düğününde yanında olmasını istese de bunun onun için ne kadar zor olacağının farkındadır, fakat bir süredir uzaklarda olan Jacob dayanamayıp düğüne gelecektir. Bella ve Edward çifti sonunda mihraba yürüme hazırlıklarını tamamlamışlardır. Sevgi iplerini bir üst seviyeye taşıyarak, evlilik bağıyla taçlandırırken bunun hayatlarını sonsuza kadar değiştireceğini nereden bilebilirlerdi ki? -BURADAN SONRASI AĞIR SPOİLER İÇERMEKTEDİR- Bella artık bir Cullen olmuştur. Sevdiği adam Edward Cullen ile evlenmiş, sonsuzluk çizgisine adım atmıştır. En azından bir insan olarak sonsuzluk… Esme ve Carlisle’ın armağanı olarak balayına Esme adasına giderler. Orada muhteşem bir balayı geçirirler. Adanın güzelliği ve Bella’nın asla unutamayacağı detaylar Edward’a duyduğu aşkı daha fazla körükler. Her şey harika giderken birden beklenmedik bir şey gerçekleşir. Bella’nın karnında bir şeyler oluyordur. Bella ve Edward bir süre sonra neler olduğunu fark ederler. Bella hamiledir. Edward, bir vampir olarak bunun mümkün olamayacağını düşünüyordur. Bella da tıpkı Edward gibi şaşkındır, fakat kadınlık içgüdüleri devreye girerek bir anda olacakları kabullenmeye başlar. Edward ise ailesine olanları anlattıktan sonra kafasında korkunç senaryolar kurmaya başlar. Bella’nın içinde bir ‘şey’ vardır ve onu zaman içerisinde tüketecektir… Bella ve Edward, beklenmedik haber karşısında vakit kaybetmeden Cullen malikanesine giderler. Bir doktor olan Carlisle’dan mantıklı bir açıklama bekliyorlardır. Vampirlerin bedenleri donduğu için üreme sistemleri çalışmamaktadır ve bununla birlikte çocuk doğurma oranları da yok denecek kadar azdır. Fakat bu vampir kadınlar için geçerlidir. Bella bir insandır ve bedeni hala çalışıyordur. Bu durum Bella hariç herkes için kabullenmesi zor bir durum olsa da sonunda alışırlar. Edward, sevdiği kadını her türlü acıdan korumaya çalışırken şimdi karnında büyüyecek olan bir canavar vardır ve zaman içerisinde onu tüketecektir. Bu durumdan kısa sürede Jacob’a da söz ederler. Edward, Bella’ya zarar verme düşüncesiyle çocuğun öldürülmesine varacak olsa dahi fikirlerini beyan etmekten çekinmez, ama ona Bella dahil herkes karşı çıkar. Özellikle de çocuk sahibi olmak için hevesi kursağında kalmış olan Rosalie. Rosalie, bu hamilelik süreci boyunca Bella’nın koruması görevini üstlenecektir. Edward, belki Jacob’ın kendi tarafında olacağını düşünerek onunla konuşmaya hatta onun zarar görmemesi için korkunç düşüncelerini Jacob’a söyler, ama Jacob, Edward’ın aksine Bella’nın düşüncelerini anlayabiliyordur. Edward, tam anlamıyla Bella’yı korumaya odaklanırken onun kendi fikirlerini önemsemez, Jacob ise onu korumaya odaklanırken aynı zamanda da fikirlerini anlar, çünkü o bir nevi yarı insandır. Edward, insan yaşamını yüz yıllar önce geride bırakmıştır. Burada, Edward düşüncesiz anlamına gelmiyor, sadece her ne pahasına olursa olsun Bella’nın zarar görmemesini istiyor. Kendi çapında onu koruduğuna inanıyor. Tıpkı Yeniay kitabında Bella’nın duygularını önemsemeden, onu koruduğunu düşünerek, terk etmesi gibi… Her şeye rağmen Bella hamileliğini sürdürür ve normal bir hamileliğin yanı sıra korkunç bir hamilelik geçirir. İnsan bebekleri dokuz ay karında dururken Bella’nın yarı insan-yarı vampir bebeği iki aydan daha kısa bir sürede (net bir zaman bilemiyorum) karnında kocaman olur ve bir süre sonra Bella’nın bedeninden beslenmeye başlar. Bu durum, Bella’nın fiziksel yapısını da korkunç derece de etkilerken Edward ne yapacağını bilemez. İçindeki ‘canavar’ her ne ise onu günden güne öldürüyordur ve Bella’nın insan bedeni buna dayanamayacaktır. Bir süre sonra Bella, bebeğe de iyi gelmesi ümidiyle insan kanı içmeye başlar. Bu sayede bebeğin Bella’yı içten kemirme durumu da ortadan kalkmaya başlar. Bu durum herkesi biraz olsun rahatlatmıştır, fakat Edward ve Jacob, bir an önce Bella’ya zarar veren bu şeyi karnından çıkarmaya isteklidir. Bella ve Rosalie, tüm karşı gelenlere direnmeyi başarırlar ve her şeye rağmen yarı insan-yarı vampir bebek dünyaya gelir. Bella’nın ise insan bedeni daha fazla kan kaybetmeye dayanamaz ve kalbi durma noktasına gelir. Vakit kaybetmeden Edward’ın yardımıyla insan bedeninden kurtulup vampir dünyasına gözlerini açar. Bella Cullen, artık bir vampirdir! O sırada Jacob, Bella’ya zarar veren canavar şey Bella’nın karnından çıktığı andan sonra onu öldürmeye odaklanmıştır. İlk olarak bu planı Edward ile yapmışlardır, fakat Edward, Bella’nın karnına dokunduğunda bebeği hissettiği anda tüm kötü düşüncelerinden arınmıştır, çünkü onu artık duyabiliyor, hissedebiliyordur. Jacob ise bu şeyden kurtulmaya kararlıdır, ama bir zaman gözetmesi gerekiyordur, çünkü bebek Rosalie’nin kucağındadır. Zorla da olsa onu alıp öldürmeyi düşündüğü sırada bebekle göz göze geldiğinde artık hiçbir şey Jacob için eskisi gibi olmayacaktır. Jacob, minik yarı insan-yarı vampir bebek Renesmee Cullen’a sonsuza kadar mühürlenmiştir. Ah minik kurt Jacob… Tabii bu durumu kabullenmek başlarda Bella için kolay olmayacaktır, fakat kurtlar için mühürlenmenin ne denli bir şey olduğunu bildiği için zaman içerisinde kabullenecektir. Bu da Bella ve Edward’ın ölümsüz kızı Renesmee için harika bir koruma kaynağı olacaktır. Bella, vampir hayatına ayak uydurmaya çalışırken kızı Renesmee’nin de dünyaya alışması o kadar zor olmayacaktır. Yanında Jacob olduğu sürece Renesmee’nin hayatı öğrenmesi daha kolay olacaktır. Bella, Edward sayesinde yenidoğan olarak hayatına herkesin düşündüğünden de hızlı adapte olmuştur. Rahatlıkla avlanabiliyor, insan kanının kokusundan bir yenidoğan olmasına rağmen kendi iradesiyle uzak kalabiliyordur. Bu duruma Edward ve ailesi de şaşırsa da Bella’nın yeni hayatına adapte olması tahmin ettiklerinden de hızlı gerçekleşecektir. Zaman hızla akıp giderken Bella, kendini geliştiriyor, harika yeteneklerini keşfediyordur. Bella’nın tıpkı Edward, Alice ve Jasper gibi özel bir yeteneği vardır, o da kalkan olmak. Edward zihin okuyabiliyor, Alice geleceği görebiliyor -her ne kadar değişkenlik gösterse de-, Jasper ortamdaki kişilerin hislerini kontrol edebiliyordur, Bella da etrafına görünmez güçte bir kalkan oluşturarak dış etkenlerin zihnine ulaşmasını engelliyordur. Ki bu ilerleyen zamanlarda gelişecek ve kalkanını büyüterek birçok kişinin zarar görmesini engelleyecektir. Bu da demek oluyor ki, Edward’ın başından beri Bella’nın zihnini okuyamaması aslında Bella’nın bu özelliğinden kaynaklı bir durum. Hatırlıyorsanız Yeniay kitabında, bakışlarıyla odaklandığı kişinin bedenine acı veren vampir Jane’in hamlesine de karşı durmuş, hiçbir şey olmamıştı. En azından insan hayatındayken bunu kontrol edemiyordur, fakat artık kontrol tamamen kendi ellerindedir. Renesmee de büyüdükçe yarı insan-yarı vampir bedenindeki yetenekleri gün yüzüne çıkarıyordur. Onun görünüşte küçük, ama anlamda büyük hayatındaki yeteneği, konuşmadan, dokunarak dokunduğu kişiyle gösterdikleri aracılığıyla iletişime geçebilmesidir. Hep birlikte dünyaya ayak uydurmaya, büyümeye ve yeteneklerine alışmaya çalışırken Alice’in görüleri beklenmedik bir facianın geleceğini haberdar eder. Cullenlar’ın yarı insan-yarı vampir bebeği olduğu Volturiler’in kulağına gider ve bu, korkunç bir savaşın fitilini ateşler. Zamanında Volturiler, vampir bebekler hakkında kesin karar oluşturmuşlardır ve bu bebekler, insanlar arasındaki türlerini tehlikeye atmamak için vampir bebekleri katletmişler, bir daha olmaması için sıkı kontrol içerisine girmişlerdir. Bununla birlikte yüzyıllar süren düzenin ardından vampir bir bebeğin doğduğunu öğrendiklerinde komple bir savaş başlatmak, neredeyse Cullenlar’ı yok etmek için harekete geçerler. Oysaki bilmedikleri bir şey vardır. Renesmee sıradan bir vampir bebek değildir, o yarı insan-yarı vampirdir; tıpkı Jacob’ın yarı insan-yarı kurt olduğu gibi. Tabii Volturiler, bunu bilmiyordur. Renesmee’nin kurallarına aykırı olan bir safkan vampir bebek olduğunu sanarak eşlerini de alıp yok etmeye geliyorlardır. Bu süreçte Cullenlar’ın ailesini korumak için bir şeyler yapması gerekiyordur. O andan itibaren kaçış yolu yoktur ve tek yapmaları gereken stratejik bir savaştır ve Volturiler’in acıması yoktur. Cullenlar, Volturiler gelmeden uygun bir plan hazırlarlar ve savaşmak yerine daha mantıklı davranarak konuşmayı tercih ederler, çünkü savaştıklarında birçok insanın canı geri dönülemeyecek bir şekilde yanacaktır. Renesmee’nin türlerine bir tehdit olmadığını, onun sadece, tabiri caizse şahsına münhasır bir hayatı olacağına ikna edebilirlerse her şey yoluna girecektir, ama bu o kadar kolay olmayacaktır. Tam her şey bitti, savaş gerçekleşecek derken Alice’in getirdiği, tıpkı Renesmee gibi yarı insan-yarı vampir olarak yaşamış birisini getirir ve tehdit oluşturmadığını gösterirler. Alacakaranlık serisinin final kitabı Şafak Vakti, birçok şeyin hızla gerçekleştiği ama gerçekleşirken bir an da olmuş izlenimi vermeyen bir kitaptı. Stephenie Meyer’in harika bir şekilde kurguladığı bir insan ve bir vampirin arasında geçen bu aşk hikayesi sürükleyiciliğiyle çoğu insanın hala hafızalarında yer ediyor. Filmleri ise görsel açıdan oldukça etkileyici. Her ne kadar Kitabın finaliyle filmin finali aynı olmasa da bu durum izlerken keyif almayacağınız anlamına gelmiyor tabii ki. Alacakaranlık serisi Şafak Vakti, her anlamda oldukça güzel bir final oldu. Edward’ın ağzından yazılmış olan, Gece Yarısı Güneşi kitabı da 2020 senesinde yayımlandı. Onu da en kısa zamanda okuyacağım. merilands.com/safak-vakti-ste...
Şafak Vakti
Şafak VaktiStephenie Meyer · Epsilon Yayınları · 201716,3bin okunma
·
263 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.