Yaşar Kemal yine Yaşar Kemalliğini yapıyor. Çukurovanın havasını, toprağını, insanını gözümüzün önüne seriyor.
Kasaba çeltik ağalarının elindedir onun dışında köylü yoksulluktan sıtmadan geberir haldedir. Çeltik yani pirinç ekme zamanına yakın kasabaya genç bir kaymakam atanır. Genç kaymakam ilk başta neler döndüğünü anlamaz ama anlayınca da ağalara kök söktürmeye başlar.
Ama işin yürek burkan yanı köylünün halidir her ne olursa olsun.
Yaşar Kemal ne yazarsa yazsın insanın kalbinin ta derinine dokunuyor. Geçmiş zaman Türkiyesini koyuyor.
Ama bazen belki diyor insan. Belki hâlâ oralar aynıdır. Kim bilir?