Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Ali Şeriat'iye Dâir...
Ulemanın vaz ettiği menhecten yoksun oldukları için hakikati arama yolunda bir vadiden diğerine savrulan günümüz gençliğinin bir sığınağı haline geldi Ali Şeriatî. Meşhur deyimle “İslamcı gençliğin” takip odağı haline gelmiş Şeriati, dünden bugüne sorgulanamaz, ölçüye vurulamaz bir tabu olma yolunda da ilerliyor hızlı bir şekilde. İslamîleşme adı
··1 alıntı·
2.231 görüntüleme
Ömer Faruk Karademir okurunun profil resmi
Allah, Ömer Faruk Korkmaz Hoca’dan razı olsun. Mükemmel tespitler içeren ve Ali Şeriati’nin taraftarlarını susturabilecek bir yazı olmuş. Benim kritik olarak bulduğum birkaç konu var. Sizinle de paylaşmak istiyorum: 1. Toplumumuzdaki bazı kişiler -özellikle İslam için mücadele etmeye çalışan deli dolu gençler- aykırı fikirlere sahip olan kişileri nedense çok çekici buluyor. Hâlbuki -her zaman ve durumda- herkesten farklı düşünmek marifet değildir. Asıl marifet aklıselim bir şekilde düşünebilmektir. 2. Ben, 1-1.5 yıldır sürekli “fikir adamı” kavramıyla karşı karşıya kalıyorum. Belki de bu kavramın -özellikle ehlisünnet camiasında- yayılmasındaki en büyük etkenlerden birisi Yusuf Kaplan’ın düşüncesi ve kitap listesidir. Allahuâlem. Her neyse, demek istediğim şudur: Günümüzdeki “fikir adamı” ve “ilim adamı” kavramının neden sürekli farklı kefede ele alındığını bir türlü çözemedim. Belli bir kesimin algısı çok değişik. Bu ayrımı yapanlar sanki şunu demek istiyor: “Âlimler sadece dinî ilimlerle ilgilenir, fikir adamları ise bu dinî ilimlerden faydalanarak sosyolojik ve psikolojik tespitlerde bulunup, toplumu ihya etmeyi amaçlar. Aslında âlimler tek başına bir aksiyon belirlemez ve yürütmez. Aksiyonu halka sunmak ve yürütmek fikir adamlarının işidir.” O zaman ben de şunu soruyorum: İyi de âlimlerin işi zaten toplumun maslahatını düşünerek toplumu ihya etmek değil midir? Bu ihya hareketini gerçekleştirirken de nasıl hareket edeceklerini Kur’an ve sünnetten almıştır. Bunun yanında, yüzyıllardır “fikir adamları” dediğimiz kişiler yokken de âlimler İslam âlemi için çok büyük işler başarmıştır ve elmas hükmünde eserler bırakmıştır. Bu durumda “fikir adamı” dediğimiz kavram, modern dünyanın bunalımı sonucu Müslüman toplumlarda, bağımsızlığını ilan etmeye çalışan bir kavram mı oluyor? 3. Yazıdaki “Şeriati’de buldukları neyi bizim kaynaklarımızda bulamadılar ki onu olmazsa olmazlar listesine eklediler.” cümlesi mükemmel ve birçok taraftarın kaçırdığı bir tespittir. Müslüman bir toplumdaki bu arayış neden kaynaklı ve bu arayışı birileri mi dayatıyor acaba? 4. Ömer Faruk Hoca, Ali Şeriat’nin Allah hakkında isnat ettiği fikirleri eleştirirken “Ne zannediyoruz? Allah (azze ve celle) cafcaflı cümleler kurabilme uğruna dileyenin dilediği şekilde istediği şeye benzetilebileceği, dilediği ismi ve vasfı kendisine ıtlak edebileceği bir zat mıdır?” gibi gene mükemmel bir tespitte bulunmuş. Nedense günümüzde felsefi ve edebî kavramlar arasında patinaj yapabilen herkes “entelektüel” kavramına dâhil ediliyor ve dünyayı feth edebilecek güçte sanılıyor. Velhasıl, Allah tüm Müslümanlara aklıselim bir şekilde düşünmeyi nasip etsin.
Mikail okurunun profil resmi
Aynen iştirak ederim. Günümüzde artık toplum, kitlesel olarak yönlendiriliyor. Maalesef gerek sosyal medyayla, gerek kitaplarının popüliterisiyle bir insan işâha edilince, bizim kendisini dava adamı olmaya namzet gören rüzgar önünde yaprak olan gençliğimiz, birden adamın künhünü bilmeden müdafaa kılıçlarını çekiyorlar. Burda farklı vesileler ile çoğu kişiyi bu konuda ikaz ettim, lakin aldığım cevaplar aynen Ömer Faruk hoca efendinin belirttiği hususları " ihtiva" eden cevaplar aldım. " Ben bunları ayırt edebilecek kapasitedeyim" deyip, sonradan İslami açıdan sorun oluşturabilecek cümleleri " alıntı" yaptıklarına müşahid oldum. Allah bizi itikadı sağlam olanlardan, bunun uğruna gayret-sebkat edenlerden eylesin. Âmin
1 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.