Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

176 syf.
7/10 puan verdi
Japonya-Çin Savaşı’nın yaşandığı döneme ve sonrasına dair kurguladığı hikâyeyle buluşturuyor okuru. Mizubayashi, 1938’de Tokyo’da başlatıyor hikâyeyi. Klasik müziğe gönül vermiş dört amatör müzisyen çıkıyor karşımıza: İngilizce profesörü Japon Yu ve üç Çinli öğrenci, sürekli prova yapıyor ve insanlığa mal olmuş eserler üzerinden, o dönem Çinli ve Japon siyasetçilerin bir türlü beceremediği iki ülke halkları arasında bir dostluk kurmayı başarıyor. Savaş döneminin şiddet dili, tevatürlerle hareket etme ve düşmanlaştırma politikaları, Yu ve arkadaşlarının başına çorap örüyor: Provayı basan Japon askerler, dört müzisyeni tutukluyor ve Yu’nun ince işçilik eseri kemanını kırıyor. Bu olup bitenlerin bir başka tanığı daha var: O anda bir dolapta saklanan ve babasını o gün son kez gören Yu’nun on bir yaşındaki oğlu Rei. Mizubayashi, romanı bu noktadan sonra günümüze de taşıyor ve Rei’nin, babasının hatırası kırık kemanla savaştan miras kalan acıyı ve yası yaşamak durumunda kalışını resmediyor. Yetim kalıp babasının bir arkadaşı tarafından evlat edinildikten sonra Jacques Maillard ismini alan Rei’nin geçmişe dönerek hatıralarını canlandırma çabasına şahir oluyoruz. 1930’ların sonunda Japonya’ya hâkim olan nobranlığı ( davranışı kaba, sert, gönül kırıcı olan (kimse) ) ve sonrasındaki travmaları romanlaştırmış. Köklerinden koparılan, acılarla ve bitmek tükenmek bilmez bir yasla yaşamak durumunda kalan Rei, Japonya-Çin Savaşı’nın mağdurlarının ağır yükünü sırtlanan ve babasının anısını ayakta tutmaya çalışan bir karakter olarak ete kemiğe bürünüyor 'Can Kırığı'nda. Daha doğrusu, benzer acıları yaşamak zorunda kalanları temsil eden bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Mizubayashi de romanı ve yarattığı karakterler aracılığıyla yakın geçmişle bir hesaplaşmaya girişiyor.
Can Kırığı
Can KırığıAkira Mizubayashi · Yapı Kredi Yayınları · 2021136 okunma
·
52 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.