Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

332 syf.
6/10 puan verdi
Kitap Dünyamın günceli keşfet maratonunda okuma grubuyla okuduğum bir kitaptı. Hatta biraz geç bitirdim. Kitapta çok fazla karakter var. Yazar aslında çocukların kaçırılması, kadın cinayetleri, çocuk ticaretini işlemişti. Konusu, vermek istediği mesaj oldukça güzeldi. Ancak yazım konusunda aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Fazla karakteri olan kitaplar çok okudum. Severim de aslında. Ancak bu kitapta olay anında çok fazla karakterlerin kendi iç düşüncelerine yer verilmişti. Polis ve cinayet temalı bir kitap yazıp da bu kadar içe dönük olunca haliyle hem kitabın akışı kesiliyor hem de heyecan gidiyor. Bu iç konuşmalar da yer yer hoşuma gitse de çok fazla uzatılmıştı. Sanki uzatılmak için uzatılmıştı. Kısacası çok güzel bir konuyu yazar uzatayım derken birbirine karıştırmıştı. Bu durum bazı kitaplarda ustalıkla yazılırsa güzel olabilir ama bu kitapta değildi. Kitabın genel olarak konusuna gelecek olursak bir kadın evlatlık olduğunu öğreniyor ve gerçek ailesini araştırmak için bir dedektif tutuyor. Kitap, 1975 yılı ve günümüz arasında gelip gidiyor. Normalde çok severim farklı zamanları ele alan kitapları. Kitabın sonu da tahmin ettiğim gibi bitti açıkçası. Yine de daha farklı çıkmasını umdum. Böyle bir konuyu daha farklı işler dedim, bazı karakterlerin sonu çok havada kaldı. İsim benzerlikleriyle konuyu biraz daha karıştırmış. Ama hoşuma gitmedi. Belki de 2. bir kitap gelecek. Çünkü bunun sinyallerini gördüm. Ama alır mıyım? Sanmıyorum. *BURADAN SONRASI SPOİLER İÇERİR* Tracy kadın polisimiz. Emekli oluyor ve bir anda bir fahişenin çocuğunu parayla satın almaya karar veriyor. Çocuk için tüm birikimini alıyor ve kaçıyor. Bir polissin ve bir anda çocuk alıyorsun. Yasal yolları denemeden, bir anda kaçmaya başlıyorsun. Neden? Bir anda karar verdin çünkü. Baktın seni sevecek kimse yok, çocuk seviyorsun. Bu kısmı bir türlü mantığıma oturtamadım. Bana çok saçma geldi şahsen. Yine duygusal anlamda yazarın verdiği -diğer kadın karakterlerde de gördüğüm üzere- mesaj da şu aslında. Çocuksuz kadın mutlu olamaz. Yazar alttan alta tüm kadın karakterlerde ilmek ilmek bu mesajı işlemiş. Neden? Çocuksuz kadın mutlu olamaz mı? Ya da sevgisiz? Hayatta mutluluğun köşe taşı çocuk mu? Bu mesaj pek hoşuma gitmedi ki konuyu güzel işleseydi, belki duyguları hissedebilseydim bu kadar gözüme batmazdı. Ama kitabın diğer büyük sorunu buydu, hissedememem. Hissedemedim. Sürekli iç dünyasına dönük, geçmişin pişmanlığını yaşayan karakterler olmasına rağmen. Karakterler donuktu. Yaşlı bir kadın olan Tilly'i de okuyoruz kitapta ancak herhangi bir yere bağlanmıyor. Dediğim gibi. Kitap, bana göre yazar eliyle karmaşıklaştırılmış oldukça sıradan bir kurgu aslında. Okurken sizi yoruyor ama geriye dönüp baktığınızda ya da ileri sayfalarda bu yorgunluğun ele avuca gelen bir sonucu olmuyor. Son olarak çeviri de yer alan Allahım, İnşallah, Allahın cezası ve bazı deyimlerimiz... Kültür çatışması yaşadım kısa bir an. Bazen gördükçe beni bir gülme aldı. Şaka gibi. Yapı Kredi Yayınlarından beklemediğim büyük bir hata bana göre. Beni çok şaşırttı. Genel olarak kitaba puanım 10 üzerinden 6 oldu. Yine de güzel bir deneyimdi benim için. Ancak yazarın başka bir kitabını okur muyum? Bilemiyorum.
Köpeğimi Alıp Erkenden
Köpeğimi Alıp ErkendenKate Atkinson · Yapı Kredi Yayınları · 2015107 okunma
·
225 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.