İyi Günler! Özeleştiri yaparak başlamam gereken bir kitap. Mesela yabancılar kitap yazdığında, Tanrı, İsa, Meryem, Kutsal Su benzeri şeyleri ciddiyetten uzak ve esprili bir dille anlattığında çok da umursamıyoruz. En azından ben umursamıyorum diyebilirim. Tabi bir de kendimizden gördüğümüz biri bu tarz hareketlere girişince iş başka oluyor. Kendimizden derken kendimize yakın hissettiğimiz anlamında. Nasıl? Mesela kitap karışık hikayelerden oluşuyor. Bazı hikayeler biraz isyan, bazı hikayeler biraz serzeniş derken Tanrı’yı karşılıklı konuşturan, meleklerin görevlerine isyan ettikleri hikayeler de mevcut. Tabi bu durumun bir sakıncası yok, en azından benim için. Adamın kendi düşüncesi, beğenir beğenmez onu da kendi bilir ve eleştirir yahut esprisini yapar. Benim hassas olduğum ve çekingen olduğum konular. Tabi burada toplu olarak yargılanmayacağız, herkes bireysel olarak hesap verecek. Orta yaş üstü teyzelerimize de itinayla duyuralım bu konuyu buradan. Aslında verilmek istenen mesaj, bu anlatılanların ardında yine toplumsal durum ve toplumsal yaşantı. Yoksa Azrail istifa edecek diye saçma bir mantıkla hurraaa sen böyle diyemezsin, ayağını denk al, ve birçok küfür... Bu şekilde itiraz edip, saçma sapan konuşacak değiliz. Söz yine bozuk düzene gidiyor burada. Bunu da okurun algısına bırakmış yazar. Ben çorbayı yaptım, isteyen kepçeyle isteyen kaşıkla alsın, isteyen de çatalla çorba içmeye çalışsın demiş kısaca. İyi bir roman. Ama inancıma uymuyor, düşünceme uymuyor, fikirlerime uymuyor. Uymama sebebini açıkladım. Yoksa anlatımı yerinde, kendince makul bir tarzı var. Hatta alttan böyle mesaj gösterip tamamen isyan dahi ediyor olsa bu kendi düşüncesi, ben sadece saygı duyarım. Hesabını ben vermeyeceğim sonuçta. Hepimize iyi okumalar dilerim..

Tanrı`ya ŞikayetRefik Halid Karay · İnkilâp Kitabevi · 201035 okunma

·

159 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.