Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

67 syf.
9/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
İlk romanı olmasına rağmen bence anlatmak istediğini istediği gibi anlatmayı başarmış. Çocukluğun; yaşamın başlangıcı olan çocukluğun aslında hiç bitmeyen ve dönüp dolaşıp ona çıktığımızı anlatmış. Ben burda biraz kendime pay çıkararak yaklaşmak istiyorum. Fizyoterapi lisans öğrencisiyim ve eğitimim boyunca öğrendiğim şu oluyor bir hastaya yaklaşım en baş noktasından başlamalı. Nasıl? Mesela sinirsel bir sıkıntı ile nörolojik bir hasta düşünün birçok etkilenmiş olacaktır ve fiziksel olarak yansımaları olacaktır yani gelişimi bir çocuğun geliştiği gibi en baştan başlayacak. Olayı biraz daha somutlaştırmak istedim sadece. Yani demek istediğim hayat birçok yerde karşımıza bizi çocukluğa itiyor. Tezer Özlü’de yaşamın başlangıç noktası olan çocukluğa yer verdiği için kitabı okurken doyurmuştu. Yaşam ile alakalı yazmış olduğu kısımlarda da oldukça başarılı. Toplumdaki yargılardan ve onlara olan tasvip ettiğim tutumu kitabı ilginç ve güzel kılıyor. Yazarın kent tutumu ve İstanbul tanımı özellikle dikkatimi çekmişti: Kent böylelikle hem doğuyu, hem batıyı, hem de üçüncü dünyayı bünyesinde birleştiriyor. Kadın-erkek ilişkilerine ve toplumların kadına olan bazı yıkıcı tutumlarından da yer vermiş olması ilgimi arttırmıştı. Özellikle şu: Neden bunalımları çözümlüyemiyoruz? Neden dost olmadan, erkek-kadın, karı-koca olmaya çabalıyoruz? Bence biz insanlar bunun üstüne biraz gitmeliyiz ve konuşmak dediğimiz, paylaşmak dediğimiz bu fiilleri yaşamalıyız. Bir şey olmaya zorlamadan başarabiliriz diye düşünüyorum. Kadının bazı toplumlardaki yerine değinmiş “ Şimdi gene evdeyim. Kendim hakkında karar vermekten yoksunuz. Sanki bir eşyayım. Konuşup, fısıldaşıp istedikleri yere koyuyorlar beni.” Bunların üstüne gitmeli. Çünkü hepimiz en nihayetinde insanız. Ve toplumda tek gayeleri para-gelecek-araba vb. şeyler olan tüketici toplum. Buna yer verişi beni mutlu etmişti. Ve bir hayat nasıl yaşanmamalı diye düşünmeli diyor Hypatia. Bu bir örneği. “Utanıyorum. Buradan kurtulmanın en kısa yolunun çok iyi, çok yumuşak davranmak olduğunu…” bu beni çok yaraladı. Çünkü kadına biçilen değer, içinde bulunduğu durumlar bunlar olmamalı diyorum sevgili okurlar. -Evlilikten ne istiyoruz? Bunu da anlatmaya çalışmış. -Ölüyorum, devrimci mücadeleyi bensiz sürdürün, diyorum. Aslında bunu yaşama kattığımızda evet hepimiz kendi yaşamımızın devrimcisi olabiliriz ve doğum-ölüm ile devam eden bu düzende varolma çabası güdebiliriz. Farkında olarak. -Kadına sex gözüyle bakılmamalı. “Doktorun tutumu” -İlkelliği içinde yaşayan insanlar. “Hasta bakıcı” -Oysa koşullandırılmış bir büyük kentliyim.
Çocukluğun Soğuk Geceleri
Çocukluğun Soğuk GeceleriTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 201816,4bin okunma
·1 alıntı·
256 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.