Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

112 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Kırmızı Pazartesi Üzerine İnceleme
Novelka (kısa roman) tarzında yazılmış olması, polisiye bir tadı ve güçlü bir girişi olması kitabı bir çırpıda bitirmemi sağladı. Okuyucuyu içine çeken kurgusu yanı sıra alt metinle toplum yapısı, örf adet ve toplumsal cinsiyet rolleri üzerine sıkı bir eleştiri görüyoruz. Kitabın orijinal adı “İlan Edilmiş Bir Cinayetin Güncesi” olsa da Kırmızı Pazartesi olarak Türkçe’ye çevrilmiş olup yayıncılık açısından yerinde ve başarılı bir çeviri olarak görüyorum. Kitapta geçen olayın başlangıcı ile bitimi arasında 1-2 saatlik bir zaman dilimi var fakat yazarın zamanda yatay ve dikey hareket etmesi, romanı edebi ve psikolojik zaman olarak uzun ve yoğun bir şekle sokmuştur. Toplum kutsal saydığı şeye saldırıyı cezalandırır. Kitabın geçtiği toplumsal düzende namus ve bekaret kutsaldır. Katiller Tanrı katında da insanların gözünde de masum olduklarını, bunun bir namus sorunu olduğunu söylüyorlar. (syf 48) Yine aynı şekilde kitapta “Namus aşktır” demektedir. (syf 87) Kutsal olan şeye saldıran kişi de ölümle cezalandırılmıştır. Santiago Nasar’ın bu eylemi gerçekleştirip gerçekleştirmediği toplum nezdinde tartışmaya açık değildir, ataerkil düzenin katılığı ve örf adet kurallarının insanlar üzerinde baskısı onun cezalandırılmasını/öldürülmesini mecbur kılmaktadır. Kitabın geçtiği zamanda toplumun kadına bakışını görünce, Hakan Günday’ın Zamir kitanından şu kısım aklıma geldi; “Doğduğu dünyada bütün ödül ve cezaların sadece erkekler tarafından dağıtıldığını gayet iyi anlayan Zerre’ye göre bir erkeğin esiri olmaktan kurtulmanın tek yolu kendi seçeceği başka bir erkeğin esiri olmaktı.” (syf 33) Toplumsal cinsiyet rolleri de kitapta çokca yer almaktadır. Oğlanların erkek adam olması, kızların evlenilmek üzere büyütüldüğünden (syf 34), aşkın öğrebilecek bir şey olduğundan (syf 37), Nasar’ın hayırlı bir kısmet olarak görülmesi, San Roman’ın bir talih kuşu olarak görülmesi bunlara örnek olarak sayılabilir. Son olarak toplumun vicdanından bahsetmek istiyorum. Toplumsal örf adet ve kuralları bir cinayeti meşrulaştırmış, gerek hukuk düzeninde (meşru müdafa olarak görülmüştür) gerekse toplum nezdinde katiller masum olarak sayılmıştır. Yazara göre ise sadece Nasar’ı öldürenler değil, kendince bahanelere bu cinayete engel olmayan tüm insanlar yani toplum suçludur. Zaten katil kardeşleri bu eyleme iten toplumsal kurallardır ve kardeşler bu eylemin gerçekleşmemesi için ellerinden geleni yapmışlardır. Birbirlerine dahi itiraf edemeseler de kararlılıklarının altında kararsızlık ve çatışma vardır.
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202177,6bin okunma
·
127 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.