Biz de Affetmiyoruz Bergen Abla...Kitaptan çıkaracağımız sonuç şu; Bergen aslında katiline aşık falan değil. En azından öldürülmeden önceki zamanlarda değil. Bergen kadınların korunamadığı, adalet kavramının kadınları kapsamadığı bir ülkede yaşadığını biliyor ve ailesine zarar verilmesinden çekiniyor. Halis Serbest hapishanede iken onun hakkında doğruları söylüyor, tahliyesine yakın ise korkup ona aşık olduğunu, onu çok sevdiğini... Ve bugün Bergen'in korkmakta ne kadar haklı olduğunu görüyoruz. Bergen Filmi'nin yapımcıları ölüm tehditleri alıyor, Halis Serbest'in yaşadığı Adana/Kozan sinemalarında film yayınlanamıyor, engelleniyor. Bu kadar göz önünde olan bir kadına bunlar yapılıyor ve sanığı sadece 7 ay hükümlü kalıyor.
Çoğunuz filmden biliyor fakat bilmeyenler için Bergen'in neler yaşadığını kısaca özetleyelim. 15 Temmuz 1959 yılında Mersin'de doğmuş. İlk okulda iken mandolin gibi müzik aletleri çalıyor, müziğe olan ilgisi bu günlerde başlıyor. Öğretmenleri tarafından da müziğe teşvik edilen Bergen, Ankara Devlet Konservatuarı sınavlarına girerek, piyano bölümünü birincilikle kazanıyor. 2 yıl piyano ve viyolonsel eğitimi aldıktan sonra, maddi imkânsızlıklardan dolayı yaşını büyüterek PTT bünyesinde memur olarak çalışıyor. Sanatçının 1977 yılında bir evlilik yaptığı ve iki çocuğu olduğu iddia edilse de, bu iddia ailesi tarafından yalanlamış.
1979 yılında arkadaşlarıyla eğlenmek için gittiği Feyman Gece Kulübü'nde öylesine sahneye çıktı. Kulüp sahibi İlhan Feyman tarafından beğenilince orada çalışması için teklif aldı. Teklifi kabul edip Feyman Gece Kulübü'nde Grup Lokomotif orkestrası ile birlikte Türk sanat müziği, Türk hafif müziği ve dönemin modası olan arajmanlardan oluşan repertuarlarla sahne aldı.
Feyman Gece Kulübü'ndeki işi bittiğinde Adana'daki Kuyubaşı Gazinosu'ndan gelen 8 aylık çalışma karşılığında verilecek bir otomobil teklifini kabul etti. Ama iş bitiminde otomobil elinden alındı ve borç içinde kaldı.
Ankara'dan sonra iş için 1981 yılında Adana'ya giden Bergen, Adana'da Halis Serbest ile tanışıyor ve kâbus hayatına girmiş oluyor. Halis'in zorlamaları ile evliliğe ikna edilen Bergen, kısa süre sonra Halis'in zaten evli olduğunu, üç çocuğu olduğunu, kendisine ise resmi nikâh yapmadığını öğreniyor. Halis efendi sanatçımıza nikâh tiyatrosu çekmiş, yani oyun oynamış... Bunu öğrenince ilişkiye son veriyor. Bu süreçte birçok kez şiddet görüyor ve Adana'dan Ankara'ya dönüyor. Gece kulüplerinde yeniden sahne almaya başlıyor ve artık baya baya ünleniyor. Serbest' i çok sevdiğini söyleyerek onunla 9 Ocak 1982'de resmi nikâh yapıyor. Kitapta bu sürecin aşktan çok toplumsal baskıdan kaynaklandığını görüyoruz. Bir süre nikâhsız yaşadığı biriyle nikâh kıyması, dedikoduların önünü alacaktır diye düşünmekte.
Evde bir kadının iç çamaşırını bulmasıyla da aldatıldığını öğreniyor. Tâbii ki ayrılmak istiyor ve karşılık olarak da 31 Ekim 1982 gecesi İzmir Alsancak’ta New York adındaki pavyonun kapısında Halis'in 500 bin vererek azmettirdiği sanık tarafından yüzüne kezzap dökülüyor. Yüzü komple yaralanan sanatçımız bir gözünü tamamen kaybediyor.
Bir süre sonra sahnelere geri dönüyor fakat tehditler, baskılar devam ediyor.
14 Ağustos 1989 tarihine kadar hem maddi hem manevi olarak sömürülen sanatçımız bu tarihte suikaste kurban gidiyordu. Ve herkesin gözü önünde gerçekleşen bu trajediye sessiz kalanlar, "Yapma Bergen! Ateşle oynuyorsun!" diye manşet atabiliyordu.
Bergen katiline aşık falan değildi kardeşim, Bergen'in yaşamak için başka şansı yoktu. Yaşamadığımız, birebir şahit olmadığımız yaşantıları kınamayalım, yargıda bulunmayalım. Çok kötü hissettim yine ve içime resmen öküz oturdu. Filmini de en kısa zamanda izleyeceğim. Keyifli okumalar dilerim...
