Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

208 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Fahrenheit 451
"Herkes ölünce ardında bir şeyler bırakmalı, derdi dedem. Bir çocuk, bir kitap, bir tablo, inşa edilmiş bir ev veya duvar, yapılmış bir çift ayakkabı. Veya ekilmiş bir bahçe. Elinin bir şekilde dokunduğu bir şey, öldüğünde ruhunun gideceği bir yer olsun diye; böylece insanlar ektiğin o ağaca veya çiçeğe baktığında, sen orada olursun. Ne olduğu önemli değil, dokununca onu değiştirdiğin ve ellerini çektiğinde sana benzeyeceği bir şeye dönüştürdüğün sürece, derdi. Sadece çim biçen adamla bahçıvan arasındaki fark dokunuştadır, derdi. Çim biçen adam orada olmasa da olurdu; bahçıvansa bir ömür boyu orada olacak." Benim için Fahrenheit 451'i anlatan en iyi alıntı bu olsa gerek. Ray Bradbury böyle bir kurguyla biz kitap severlere de dokunmuş, bizimle ruhunun bir parçasını paylaşmış ve bizde de kendisinden bir iz bırakmıştır diye düşünüyorum. Son cümlede de belirtildiği gibi çim biçen adamlarla dolu bir dünyada -ki burada bahsettiğim çim biçen adamlar edebiyat, siyaset, tarih gibi birçok alanda mevcutlar- Ray Bradbury kuşkusuz bir bahçıvan. Kitaba gelecek olursam genel olarak rahat ve akıcı bir okuma oldu benim için. Bazı yerlerde çok durağanlaştığını düşünsem bile olay örgüsünün nereye gideceği merakıyla elimden bırakamadım. Ana karakterin kendisiyle ve çevresiyle olan içsel mücadelesi beklentimden biraz daha yüzeysel incelenmiş olsa bile bu mücadelenin dışavurumu oldukça tatmin ediciydi. İşler ne ara o denli bir noktaya geldi, nasıl bu kadar hızlı ilerledi ve büyüdü, bilemiyorum. Ana karakterin dışavurumunu tetikleyen unsurlar ve kişiler üzerine biraz daha fazla değinilebilirdi, bu konuda daha fazla bilgi sahibi olabilirdik diye düşünüyorum. Çünkü bu tetikleyici unsurları, o şiddette bir dışavurum için az buldum. Sanki altta yatan başka bir neden varmış da onu yansıtmak yerine başka nedenler yaratılıp asıl nedenden saptırılmış gibi hissediyorum. Kitabın sonlarına doğru duygular daha hissedilebilir bir hâl alıyor. O stres, baskı, korku ve bunlardan doğan öfkenin çok iyi yansıtıldığını düşünüyorum. Genel olarak okuması keyifli bir kitaptı. Sizi içine çekip o sıkışıklık duygusunu iyi veriyor. Bir haftasonu ayırıp kendinizi kaptırmalık bir kitap kısacası. Etkisini de bir süre daha hissettiriyor tabii. Son olarak en sevdiğim ikinci alıntıyı paylaşacağım. Bu alıntı sadece bu kitabı değil genel olarak kitapları ve onların bizim için önemini anlatan bir alıntı. "Kitaplar aptal, salak olduğumuzu bize hatırlatmak için var. Onlar gösteri alayı caddeden gürültüyle geçerken Sezar'a 'Fani olduğunu hatırla Sezar,' diyen muhafız kıtası gibiler. Çoğumuz ortalıkta koşturup herkesle konuşamayız, dünyanın bütün şehirlerini tanıyamayız; zamanımız, paramız veya o kadar çok arkadaşımız yoktur. Senin aradığın şeyler dünyada Montag, ama sıradan insan onların yüzde doksan dokuzunu ancak bir kitapta görebilir. Garanti isteme. Tek bir şey, tek bir kişi veya makine ya da kütüphane tarafından kurtarılma arayışına girme. Kendini kurtar, boğulursan da en azından kıyıya doğru gittiğini bilerek ölürsün."
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · İthaki Yayınları · 202289,3bin okunma
·
51 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.