Yine bir Nazan Bekiroğlu zarifliği... Dilinin mükemmelliği, hikâyenin gerçekliği, olayların seyri... Hiçbirini anlatmaya yetecek kelime yok heybemde.
Nar Ağacı bana kendini özleten bir kitap oldu. Sayfalarca okudum, yeter bu kadar dedim ve bıraktım bir kenara ama aklım hep onda kaldı.
Özledim... Zehra'yı özledim kitaptan ayrı kaldığım zamanlarda. Setterhan'ı özledim, büyük hanımı özledim. Büyük bir hasretle açtım kapağını her açışımda.
Bazen kızdım, bazen hüzünlendim, bazen gerçekten kendimi onların yaşamlarına dahil hissettim. Yüreğim acıdı, içim burkuldu. Söylenecek çok şey var ama en önemlisi "Okumak için elinizi çabuk tutun."
"İki büyük savaşın savurup yeniden şekillendirdiği hayatlar, muhacirlik, tehcir, mücadele, kader."