Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

256 syf.
·
Puan vermedi
·
13 saatte okudu
Türkistan’ın İstiklâli Vaadi
Öncelikle bu kitabı okumadan önce yapılması gerekenler vardır. İlk husus, Cengiz Dağcı’nın hayat hikâyesini okumak lâzımdır. Zor bir esirlik dönemi geçirmiştir. Bunu da bu eserine bütün doğallığı ile yansıtmıştır. “Türkçe bana anamın konuştuğu dil” diyerek yazı dili olarak Türkçeyi kabul eder. Dağcı, romanlarında Kırım Türklerinin yaşadığı acıları hüzünlü ama berrak bir üslûpla aksettirir. Hatta hatıralarında “Ben yalnızca Kırım’ın yazarı değilim ama Kırım’ın faciasını bütün gerçeği ve içtenliğiyle yalnız ben yazabilirdim” der. Romanlarındaki karakterler, aslında içerisinde bulunduğu -bizzat kendi yaşadığı- olayları yansıtan karakterlerdir. Kendinden hep bir parça taşır. İkinci bir husus ise, bu kitap aslında Dağcı’nın “Korkunç Yıllar” kitabının devamı -nehir roman- niteliğindedir. Kitap aslında romanın içinde günceler barındıran bir eserdir. Hep bir geriye dönüş şeklinde ilerlemektedir. Geriye dönüşlerle anılar hatırlanmaktadır. Bu da eserin dikkat çekici bir özelliğidir. Kitaptaki baş karakter olan Sadık Turan aslında Cengiz Dağcı’nın hemen hemen kendisidir. İkinci Dünya Savaşı’nda hem Ruslar hem de Almanlar tarafından zulme uğrayan Kırım Türklerinin anlatıldığı, hiç Türkiye’de bulunmadığı hâlde Türkiye Türkçesi ile kaleme alınmış çok başarılı bir eserdir. Korkunç Yıllar eserinden tanıdığımız Sadık Turan ve beraberindeki Türkler, Nazi Almanya'sının Türklerden kurulu bir ordu kurması ve sözde, Türkistan'ın istiklâli vaadi verilmesi üzerine, esir kampından çıkmış ve Almanya saflarında Ruslara karşı savaşmışlardır. Sadık Turan, Türkistan davası için Alman üniforması giyip Ruslara karşı direnmektedir. Romanda Gamalı Haç ile Kızılhaç arasında kalan Kırım-Tatar-Özbek-Kazak Türklerinin yaşadığı dram, Türk’ün Türk’e kırdırılması politikaları etkili bir şekilde ele alınmıştır. Romanın unutamadığım sahnesi ise, Sadık Turan’ın korkunç bir emre karşılık Muhan adlı askerin kendi arkadaşları tarafından kurşuna dizilmesidir. Karşı çıkmadan Almanların sözünü dinlemesi üzücüydü. Sadık Turan, roman boyunca birçok dostunu savaşta kaybetmiştir. Sadık Turan’ın Alman üniformasıyla Türkistan ideali kurmasının olamayacağını anlaması 3 senesini almıştır. Romanda o bölüm şöyle geçiyor: “Sonunda Türkler (Kırgız, Kazak, Özbek, Tatar...) anlamıştı: ''Ama yalnız Türkistan'ın istiklâli uğrunda öleceğimize inanıyorduk. Yanıldığımızı anladık.'' '' Lejyonova'da Alman üniformasını ilk giydiğim gün harbin sonunun böyle olacağını düşünememiştim. Üç yıl, sırtımda taşımıştım bu üniformayı! Üç yıldır aynı ümit, yurdumu kurtarmak ümidi bana destek olmuştu. Şimdi yurt nerede, millet nerede kalmıştı? Türkistan'ın hürriyeti!.. Ne uzak bir hayaldi bu!'' Sadık Turan romanın sonunda esirlikten kurtulmuştur ama onun için hürriyetin bir anlamı kalmamıştır. Çünkü “Yurdunu Kaybeden Adam” için hürriyetin bir manası yoktur. "Vatan ne Türkiye'dir Türklere ne Türkistan...Vatan büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan!"
Yurdunu Kaybeden Adam
Yurdunu Kaybeden AdamCengiz Dağcı · Ötüken Neşriyat · 20201,542 okunma
·1 alıntı·
1.451 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.