"Gül tatlı tatlı kokuyor, bülbül ötüyor, dostlar susuyor ve serin esintiyi içlerine çekiyorlardı. Gece hayli ilerlemiş, bitmeye yüz tutmuştu. Her şey çok güzel, çok huzurluydu ve böyle de kalmakta ısrar ediyordu. İradesi dışında bu duygularla dolup taşan Hayyam konuşmaya başladı:
Bulut geçti gözyaşları kaldı çimende
Gül rengi şarap içilmez mi böyle günde
Seher yeli eser yırtar eteğini gülün
Güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün
Bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye
Kimse bilmez, kimse bilmez"