Madam Bovary
Emma.. Charles.. Rodolphe.. Leon..
Bir kadının çevresinde dönen bir dünya..
Beni kendine çeken, sen gerçekten haklısın dostum dediğim bir karakter olmadı. Sonuna kadar masumluğunu, saflığını savunabileceğim biri de.. Tamamen şehvet, bencillik ve kibirden oluşan bir dünyada buldum kendimi.
Kitaba çok güzel duygularla başlamıştım. Özellikle baş karakterin bir kadın olması merakımı daha da arttırdı. Daha farklı olmasını isterdim. Yazarın sanki kadınlara karşı bir güvensizliği, bir nefreti varmış gibi bir hisse kapıldım okurken. Bir kadının bencilliği, şehveti aşk sanıp onların peşinden gitmesi ve bundan kitabın sonuna kadar bir pişmanlık duymamasını yadırgadım. Yazar, başta seveceğimi düşündüğüm Emma karakterini bu kadar lükse, gösterişe meraklı biri haline getirip okurun gözünden düşürmeyi çok iyi başarmış.
Olayı işlerken dönemin kilise ile olan çıkar çatışmalarını işlemeyi ihmal etmemiş.
Okurken yadırgadığım bir diğer konu da bir kadının evlendikten sonra geçmişinden soyutlanması, adını bile kaybetmesi. Yakın çağ avrupasının kadına yüklediği anlamı, uğradığı haksızlığı hafifte olsa bize sezdirmeyi başarıyor.
Keyifli okumalar dilerim..