Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bir gece kötü bir meyhanenin önünden geçerken aydınlanmış pencereden, bilardo masası etrafında istekalarla dövüşen oyuncular gördüm; arkasından birini pencereden dışarı attılar. Başka zaman bunu çirkin bulurdum, fakat o anda nedense, dışarı atılan herifi kıskandım; o derece kıskandım ki, "belki ben de birisiyle kavga ederim, beni de dışarı atarlar" ümidiyle meyhaneye girip bilardo odasına sokuldum. Sarhoş değildim. Ama can sıkıntısı insanın başına böyle isterik haller sardırıyor! Yazık ki umduğum çıkmadı. Pencereden atılacak bir adam olmadığım anlaşıldı ve kimseyle dövüşemeden meyhaneden çıktım. Oraya ayak basar basmaz bir subay beni bozdu. Bilardo masasının yanında yolu kapadığımın farkında olmadan duruyordum. Geçmek isteyen subay, hiçbir şey söylemeden beni omuzlarımdan kavradığı gibi hiç haber vermeden, bir açıklama bile yapmadan- durduğum yerden beriye çekti ve hareketinin farkında değilmiş gibi önümden geçti. Dayağı affedebilirdim, fakat bu adamın hiç ehemmiyet vermeden beni yerimden alıp öteye koymasına dehşetli içerledim. Aramızdaki kavganın usulüne uygun, edebi bir kavga olması için, kör olayım, neler vermezdim! Halbuki bana bir sinek kadar değer vermediler. Subayın boyu on verşok vardı; halbuki ben ufak tefek, cılız bir adamdim, ama kavgaya yol açmak elimdeydi. Sesimi çıkarsaydım elbette beni de pencereden fırlatırlardı. Ama vazgeçtim... hiddet içinde çekilmeyi tercih ettim.
·
230 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.