“Biz demişiz ki:
Milletin oluk gibi kan akıtarak kazandığı
bu istiklali siyasi oyunlara alet edip
elden kaçırmayalım. Sömürücü devletlerin elinde oyuncak olmayalım!…
Cevap vermişler:
Hain, satılmış, Bolşevik ajanı!
Biz demişiz ki:
Halkın selametini temin ile vazifelendirilmiş olanların siyaset oyunlarına
katılmağa, halka zulmetmeğe, onu dövmeğe ve halkın sırtına binmeğe,
onu tabutluklarla kapatmağa hakları yoktur. Bunun önüne geçilsin.
Cevap vermişler:
Bozguncu, devlet düşmanı, anarşist.
Biz demişiz ki:
Yabancı sermayeye imtiyazlar vermeyelim.
Memleketin mali ve askeri işlerine, yabancılar burunlarını sokmasınlar!
Cevap vermişler:
Demokrasi düşmanı, Moskova ağzı konuşan, kızıl!
Biz demişiz ki:
Yıllardan beri arkası gelmeyen dalavereler, arsa oyunları,
memleket dışına para kaçırma rezaletleri, esrarı çözülmeyen cinayetler,
millet malı soygunculukları alıp yürümüştür.
Öte yandan millet karasabanın arkasında donsuz didiniyor.
Bu gidişatın sonu hayra çıkmaz.
Cevap vermişler:
Bozguncu, devlet düşmanı, anarşist, komünist!”
"Biz bir fikir ortaya atmışız onlar bize cevap yerine, küfür savurmuşlar.
Bu tür bir mücadelenin zevkli olmadığı meydanda...
Lakin, yüreğimizi ferahlatan cihet su ki, halk, o iyiyi kötüden,
doğruyu eğriden ayırmakta hiç şaşmayan varlık, hep bizim tarafımızı tutuyor.
Var olsun..."