Yapı Kredi Yayınları'nın Mart 2020'de 4.baskısıyla piyasaya sürdüğü, toplamda 1408 sayfayla Ömer Seyfettin'in bütün hikayelerinin yer aldığı dev bir eser... Öncelikle şunu ifade etmek isterim ki sayfa sayısı itibarıyla okunması, sindirilmesi kolay bir yayın değil. Kitabı okumam 169 günümü aldı. Gerçi ben dinlene dinlene, açık aralıklarla zamana yayarak okudum eseri. Daha kısa sürede bitirilmesi de elbette mümkün. Lakin bu sefer de okuyucu boğulabilir ve detayları kaçırabilir. Kitabı okuyacakların gözünü korkutmamakla beraber bu faktörü de akıllarında bulundurmalarını tavsiye ederim. Kitapta Seyfettin'in hikayeleri kronolojik sıraya göre tertip edilmiş. Dolayısıyla ilk sayfalarda eski Türkçe'nin ağırlığını hissedebilirsiniz fakat telaş etmeye lüzum yok. Zira bu durum can sıkıcı boyutta değil. İlerleyen sayfalarda günümüz Türkçesi daha etkin kullanılıyor ve dilin anlaşılabilirliğiyle okuma daha rahat bir hal alıyor. Kitabın ortalarından sonlarına doğru hikaye kalıplarının ve karakterlerinin kendini çokça tekrara düştüğünü görerek biraz sıkılabilirsiniz. Fakat 1900'lü yılların hemen başlarında yazılmış bu hikayeler için ortaya çıkan bu durumun mazur görülmesi gerektiği kanaatindeyim. Öte yandan kitabın baskı kalitesini, bu kalınlıktaki bir eser için gayet başarılı buldum. Editöryalde öyle. Baskı ve imla hataları neredeyse yok denecek kadar az. Şişirilmiş sayfa yok. Verilen açıklamalar, malumatlar tarihi izahat açısından gayet olumlu. Lakin burada bir noktaya değinmek isterim ki bu baskıyı çocukların okuması açısından pek tavsiye etmiyorum. Zaten kitabın yayına sürülürken hedef kitlesi olarak çocukları benimsediğini de zannetmiyorum. Kitap daha çok "büyüklere hikayeler" formatında. Bu yüzden minik kardeşlerimiz için farklı yayınevlerinin hazırladığı farklı baskıların daha uygun düşeceği kanaatindeyim. Tabi Ömer Seyfettin'in hikayelerinin "çocuklara uygun olup olmadığı" ise akademik çevrelerde tartışılan bir başka husus fakat şu an bu durumun incelemeyle bağı olmadığı için geçiyorum. Kitapta yer alan (bazılarını daha önceden okuduğumuz/duyduğumuz) hikayelerden; "İlk Namaz, Bahar ve Kelebekler, Pamuk İpliği, Bomba, Primo Türk Çocuğu, Mermer Tezgah, Herkesin İçtiği Su, Kaşağı, Yüksek Ökçeler, Bit, Makul Bir Dönüş, Nadan, Terakki, Diyet, Fon Sadriştayn'ın Karısı, Büyücü, Başını Vermeyen Şehit" aklımda kalan güzel kısa hikayelerdendi. Burada da kitaptaki hikayeler hakkında kısa bir bilgi vermek isterim ki; daha önceden farklı mecralarda dinlediğiniz, kaynağı belli olmayan lakin kulağınıza çalınan hikayeler kitapta karşınıza çıkabilir. Bu yönüyle de eserin tam bir kültür mirası olduğunu bir kere daha anlamış bulunuyoruz. Benim nazarımda ise hikayelere mekan olarak tayin edilen tarihi İstanbul semtlerinin anılması, sokaklarında gezinilmesi, zaman zaman Rumeli'ye gidilip dönemin atmosferini gözlerin önüne serilmesi, taşrayı ve kenti faklı açılardan ele alması bakımından eserin çok büyük kıymeti var. Kelamı toplamak gerekir ise, Ömer Seyfettin, Türk edebiyatının önde gelen hikâye yazarlarındandır. Aksini iddia etmek gülünçtür. Ayrıca en sevdiğim Türk hikâyecilerindendir. İnceleme yapan bir okuyucu saçma sapan bir noktadan yola çıkarak "sözde" incelemesinde "İŞİD ile Ömer Seyfettin" isimlerini yan yana getirerek bir önermede bulunmuş. Bu en iyi söylemle talihsizliktir! Hikayelerin çocuklar için pedagojik boyutu tartışılabilir, uzmanlar ve akademik çevrede tartışılmaktadır da. Bu bilgilere internet ortamında ulaşılıp daha sağlıklı bir karara varılabilir fakat bu portal bu hususun tartışılma yeri değildir! Hele hele Ömer Seyfettin gibi bir kaleme haksızca saldırılma mekanı hiç değildir! Edebiyatta Türkçülük akımını benimsemiş, milli değerlerden ve döneminin tarihi, siyasi, içtimai havasından beslenmiş, doğrusuyla yanlışıyla dilde sadeleşmeyi savunmuş, asker, yazar ve öğretmen Ömer Seyfettin'i okumasını her Türk gencine haddim olmayarak tavsiye ediyorum. Kimseye, herhangi bir görüşü "benimseyin" demiyorum ama ölümü de yaşamı kadar fırtınalı bu adamı okumadıysanız, naçizane okuyun diyorum arkadaşlar. Pişman olmazsınız. Son olarak söyleyeceğim şudur ki: Merhum Ömer Seyfettin'in yaşantısı hakkında, görüşleri hakkında, edebi kişiliği ve Seyfettin'in ile ilgili diğer tüm meseleler hakkında bu sitedeki uyduruk incelemeleri değil (ben dahil), akademik ve tatmin edici diğer çalışmaları inceleyin. Bizimkisi laf-ı güzaf. Sürç-i lisan ettiysek, affola. Keyifli okumalar diliyorum.

Bütün HikayeleriÖmer Seyfettin · Yapı Kredi Yayınları · 2015350 okunma

·

314 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

AB