Şöyle bir alıcı gözle etrafa bakanlar bir şeyi derhal görecektir. Açık veya gizli, dolaylı veya doğrudan bir biçimde, cinselliğe bulaşmamış, bulaştırılmamış hemen hiçbir şey yok. Ne reklam dünyası bunun dışında, ne de sanat. Tam tersine, edebiyat da, sinema da cinsellikle her geçen gün biraz daha sarmaş dolaş bir hale geliyor. Neredeyse ‘bir bardak su, ama cinselliksiz lütfen’ diyecek haldeyiz.