️ Her biten kitabın ardından aynı şeyi düşünüp asla uygulayamıyor oluşum benim bug'ım. Ramazana kadar yarımlarımı bitireceğim diye diye bitirdim. Ama bu biten kitabın ardından başkasına başlamama engel olamıyor. Gerçekten bu iş benden çıkmış, onu anladım, kabullendim artık. Yine de azimliyim. Oruçta kitaplar hakkında da farklı bir oruç düşünüyorum. Göreceğiz ölmezsek, yaşayıp göreceğiz. Sünger Avcısı'nı merhum Doğan Cüceloğlu'nun son kitabında tavsiye ettiği kitaplar arasından okuyacaklarıma eklemiştim. Fırsat bu fırsat oldu bugün, okudum. Tam olarak hakkında ne yazmıştı hatırlamıyorum. Ama tavsiye ettiğini not almıştım. Açıkçası okurken neden tavsiye etmiş olabilir diye düşündüm ama net bir şey bulamadım. Açıp bakacak kitabım da yoktu çünkü başkasından okudum onu da Kitapta soğanla ilgili bir cümle, daha doğrusu paragraf geçiyordu. Orayı okurken bir acaba dedim ama bilmiyorum o kadar basit olmayabilir tabi. Soğan kesilen bıçakla ekmek doğranmayacağını kendiliğinden bilen insanlardan mısınız? Sünger avcılığı diye bir şey varmış. Sırf bundan haberdar olmak için okumama değmiş midir? Olabilir. Ve tabi o sünger arayışında ki sıkıntılar. Okurken bir iki saniye nefesimi tutayım dedim ama yok. İnsan o son soluk için cümle alemden vazgeçebilir. Bir de yılanlarla ilgili bir bölüm vardı. Adı bile ne zor benim için. Yazarken dahi tiksiniyorum. Adını okuması bile çok zor. Allah'ım şu hayvan olmasaydı yine ölümden bu kadar korkar mıydım ben? İnsan. Nihayetsiz musibetlere namzet. İktidarı hiç hükmünde. Ama emelleri? Bütün bütün kör olmasak daha kolay bir hayatımız olurdu. Serseri, keşmekeş yaşatmaya çalıştığımız ruhumuz düzenli, tertemiz bir ortamdan geliyor. Biz bir sürü saçma iş peşinde yoruyoruz onu. Sünger Avcısı'nın aldığı o son nefes hayatımız. En son nefesi alıp vermeyecek miyim? Belki de tersi olur.

Sünger AvcısıPanait Istrati · Kavis Kitap · 2009522 okunma

·

188 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.