Herkese Merhabalar, Geçen hafta sonu kuzenime kalmaya gittim ve kitaplığında daha önce hiç duymadığım ‘’Çöl Çiçeği’’ kitabına denk geldim. İlk sayfalarına bakayım dedim ve bir baktım bitirmişim. Kitap, yazarımızın kendi hayat hikayesi olduğu için, aslında bir hayat hikayesine tanıklık ediyoruz. Kitabı okurken, Afrika da yaşayan kadınların bu dönemde bile hala çilesi olan ‘’Sünnet’’ olayının orada yaşayan halk üzerinde ki önemi, o kadınlara tamamen sağlıksız ortamlarda, ve kullanılamayacak aletlerle sünnet uygulaması sonrası, yaşanan acıyı, ölümleri ve başlarına gelen bir çok sorunu okurken istemsizce gerildim. O kadar saçma bir ritüel ki, okurken sinir oluyorsunuz ama gerçek olduğunu duyunca kahroluyorsunuz. İşin aslı ‘’Kadın’’ olmak coğrafya fark etmiyor her türlü zor ki bu gerçeği tokat gibi yüzünüze çarpıyor… Kitabımızın konusuna gelirse; yazarımız da olan baş karakterimiz Waris, çok yoksul bir ailede dünyaya geliyor. Küçüklüğünden itibaren yaşadıkları fakirlik ve yaşamlarının zorluğu ile üzülmeye başlıyorsunuz. Kendi anlatımına göre daha 4 yaşında bile , ailelerine yakın olan Babası yaşında bir adinin oyun oynama bahanesi ile, cinsel istismarda bulunmasını ama yaşadığı acı sonrası kaçınca, arkasından gelen o adinin oyun oynadık korktu demesi nedeniyle ailesinin bunu sorgulamadığını görüp sinirden çıldırdım. Daha sonrasında ise yıllar geçiyor, bir damla su ve yemek için ne kadar çabaladıklarını okuyoruz. Ancak doğuştan isyankar olan kızımız için bir kırılma noktası yaşanıyor. 14 yaşına geldiğinde ailesi onu da sünnet ettiriyor ancak, yapılan kesim sonrası canı o kadar yanıyor ve işlemi yapan kadının yanlış operasyonu sonrası yıllarca tuvaletini yapmak için ne acılar çekiyor ama utancından bir şey yaptırmıyor. Sünnet sonrası babası onu, 65 yaşında bir adama eş olarak vereceğini söylediğinde, Waris evden kaçıyor ve akrabalarının yanına gidiyor. Bu arada tabi başına yine bazı olaylar geliyor ama hepsinden kurtuluyor. En son Londra’ya hizmetçi olarak Teyze’si yanına alıyor ve orada kaldığı yıllar içinde büyüyor ve bir mankenlik ajansının ilgisini çekiyor. Sonrasında yaşadığı, mankenlik şöhreti, film yıldızı olma durumları vs. ile hayatının nasıl değiştiğini okuyoruz. Bu arada artık tuvalet konusunda ve diğer kadınsal döngülerinde yaşadığı şiddetli ağrılar sonrası çekinerek bir doktordan destek alıyor ve onu bu dertten kurtarıyorlar. Hayatının aşkını bulup aşık olması ve bir ailesi olması durumunu ise 30’lu yaşlarına yakın elde ediyor. Sonrasında BBC’den gelen, teklif ile hayatı film yapılıyor, bu sayede Afrika da her yıl bu saçma ritüel yüzünden ölen milyonlarca kızın daha fazla hayatı etkilenmesin diye film ve kampanya ile şöhreti yakalıyor ve yıllar sonra annesine kavuşuyor. Kitap aslında güzel bir hayatta kalma ve başarı öyküsü. Her şart ve koşulda başına gelenlerden bir ders çıkarıp, kendini eğitmesi, ve bir vakıf kurup, ülkesinde ki insanlara yardım etmesi çok ama çok hoşuma gitti. Ama şunu bir kez daha anladık ki, İnsan olmak evet zor ama Kadın olmak hepsinden zor. Bu nedenle kız çocuklarımızın okuması ve kendi ayakları üzerinde durmaları çok önemli, aileler her zaman önümüze set çekebiliyor ama kaderinin iplerini kendi eline almadığın sürece ne yazık ki olan kendine oluyor… Puanım 8 :)

Çöl ÇiçeğiWaris Dirie · Bilge Kültür Sanat · 20022,858 okunma

··

1.919 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

İlker