Nasıl ki sivil toplumun savunucuları dünyanın basitçe algılan masına karşı mütemadiyen mücadele verirlerse, milliyetçilik de, dünyanın karmaşıklığını göz ardı etmek için sürekli devam eden bir mücadele sergiler. Bu mücadele, belirli meselelerden haberdar olmama, kayıtsız kalma -hiç de masum olmayan bir kayıtsızlıktır bu- mücadelesidir. Bu sayede, yoluna çıkan her şeyi kırıp dökerek veya bastırarak dünyayla çarpışmaya, sınırları korumaya, yeni topraklar üzerinde hak iddia etmeye ve toprağı iktidar, üzerinde yaşayanları da "tek yumruk" olarak görmeye eğilimlidir.