Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Yozlaşan Demokrasilerde İrtica İle Mücadele
Topum için önemli olan, karnını sağlıklı olarak doyurabilmek, rahat bir mekânda yaşayabilmek ve toplum sınırları dahilinde istediğini yapabilmektir. Bunlara beslenme hürriyeti, konut seçme hürriyeti ve yaşam uğraşlarını belirleme hürriyeti diyebiliriz. Şimdi birisi çıkıp da, toplumun bireylerini bu yaşadıkları hayatın aslında geçici olduğuna, asıl yaşamın ölümden sonra (veya gelecekte) olduguna, bu yaşamda beslenme, konut seçme ve yaşam uğraşlarını belirleme özgürlüklerinden yapacakları fedakarlıkların, bir başka yaşamda kendilerine faiziyle geri verileceğine inandırabilirse, toplum bireylerinin ekserisi bu üç temel özgürlüğunden seve seve vazgeçer. Yaptığınız fedakarlıklar güya sizin ileriye dönük yatırımınızdır, ama gerçekte bir başkasının beslenme, konut seçme ve yaşam uğraşısını belirleme hurriyetlerini alabildiğine genişletir. Toplum kaybederken, onu ikna edebilenler kazanır ve her kazandığında topluma bu kazancin aslında ortak olduğu masalını anlatır. Kendi zenginliklerini sayarak toplumun nasıl zenginleştiğini rakamlarıyla belgeler ve toplum bu görünür "başarıdan" kendinden alınanların hesabını sormayacak kadar etkilenir. Bu durumlarda, toplumlar kendilerini aldatan yöneticileri ard arda seçmeye, hatta seçme haklarından tamamen vazgeçmeye bile hazır hale gelirler. Nazi diktatörü Hitler, Almanlara gelecekteki muazzam bir "Büyük Almanya" vaat ediyordu. Bu inanç ugruna 20 milyon Alman öldü, Almanya tamamen bir harabeye döndü, ama Alman halkı son ana kadar Hitler'in vaat ettiği mucizeyi bekledi. Ortaçağ Avrupası insanlık tarihinin en feci sahnelerinden biridir. Bu sahnede halkın iliğini emen din adamları lüks içinde yaşıyorlardı. Sonunda 14. yüzyılda (1348-1350) kara olum denen veba kıtanın nüfusunun yarısını götürünce Avrupalının aklı başına geldi ve kendisine satılan dinin koca bir yalan olduğunu anladı.
Sayfa 204Kitabı okudu
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.