"..Bir sevdiğinizi kaybettiğiniz anda ardı sıra gitmek istiyordunuz, nereye gittiğini bilmeden. Sanki giden sizi alıp gidiyor ve yerine kendisini bırakıyordu size. Aynı anda ikişer emanet taşıyan iki emanetçiye dönüşüyordunuz; siz onda, o sizde. Zordu emanetçi olmak; kaygı yaratır dururdu, (...) Giderken hiç kimse diğerine bırakmayacak bir gün kendini. Giden sadece kendisini alıp gidecek ve dilsiz dil bırakacaktı bir serdengeçtinin ağzına;"