Herkese Merhabalar, Şark Klasikleri serisinde bu defa sanırım bu türün en çok bilinen eseri olan ''Leyla ile Mecnun'' kitabını okudum. Bu eseri daha önce daha farklı versiyonlarında okumuştum veya izlemiştim. O zaman sevdiğim bu hikayeyi okurken hiç ama sevemedim... Mecnun karakteri cidden değişik bir varlıktı. Adam'ın tek bir hareketi normal değildi yani başlarına gelen onca şeyin sorumlusu kesinlikle kendisi bence. Ayrıca açık açık yazılmasa da yaptığı hareketler ve davranışlar yüzünden bende onun akıl sağlığının yerinde olmadığını düşündüm, hani başka açıklaması yok :) Kitabın Konusuna Gelirsek ; Bir Arap kentinde şehrin ileri gelen adamlarından ki sanırım bir kabilenin başıydı bu kişinin çocuğu olmuyor ve sürekli Allah'a yalvarıp, dua edip çocuk istiyordu. Sonunda duaları kabul oluyor ve bir erkek çocuğu oluyor, adını ise Kays koyuyorlar. Eşi ile birlikte yıllar sonra gelen bu çocuğu başlarının tacı yapıyorlar ve bir dediğini iki etmiyorlar. Kays akıllı, derslerinde başarılı bir şekilde büyümeye devam ederken, tabi fiziki olarak ta gelişiyor ve çok yakışıklı olmaya başlıyor. Eğitim aldıkları yerde kendisi ile paralel zamanda doğmuş ve başka bir kabilenin reisinin kızı Leyla ile arkadaş olarak başlayan ilişkileri zamanla deli dolu bir aşka dönüşüyor. Ve işte asıl olaylar burada kopmaya başlıyor, daha henüz her şey toz pembe giderken hani daha bir zorluk yaşamaya başlamamış olmalarına rağmen, Kays ağlamalara, aşkını haykırmaya ve tasvir edildiği şekilde değişik hallere giriyor ki tanıdıkları bu halde gördükçe ona Mecnun adını takıyorlar. Bu iki aşık bol bol ağlamalı aşklarına başlıyorlar. Mecnun'un ailesi durumu fark edip kızı istemeye gidiyorlar, Ama Leyla'nın babası hayır demese de Mecnun'un hareketlerinin normal olmadığını eğer kendi düzeltirse evet diyeceklerini söylüyor. Mecnun bu olaylardan sonra ne mi yapıyor ? Dünyası başına yıkılıyor, kanlı gözyaşları dökmeye başlıyor hatta yer yer başını sağa sola vuruyor kan geliyor, Leyla diye ağlaya ağlaya dağlara çıkıp insanlardan uzak yaşam sürmeye başlıyor. Hay sonrasında o kadar kavuşabilecekleri ortamlar oluşmasına rağmen, Mecnun'un abuk sabuk ağlamaları ve kendini deliye vurmaları yüzünden tüm olaylar çıkmaza sürükleniyor. Kıyamam Leyla'da istemediği bir evlilik yapıyor ama kocasını yanına sokmuyor hatta bir kaç kere dövecek sandım, adam da o kadar aşık ki yüzünü görsem de yeter diyor. Bunlarda bir değişik bırak gitsin yoluna... Yıllar içinde Mecnun tam bir akılsızlık abidesi olarak, tüm şansları tamamen alınganlığı ve kendini yerden yere vurmaları yüzünden kaybediyor. Oysa ki her şey çok farklı olabilirdi. Leyla'nın kocası bir gün vefat edince, Annesinin yanına dönüyor, Mecnun ile tekrar kavuşmaları için bir yol çıkıyor ama bu defa da kader onları ayırıyor, Leyla hastalanıyor ve kısa bir süre sonunda vefat ediyor. Mecnun yine kendini yerlere vuruyor, kanlı gözyaşları döküyor ve oda arkasından gidiyor. Hay vallahi Leyla kızımıza üzülürdüm Mecnun la evlenseydi, kızın da hayatı daha kötü olurdu, hoş diğer türlü de kötüydü... Mecnun karakterinin sağlıklı olmayan hareketleri ve davranışları yüzünden benim için sıkıcı geçen bir okuma serüveni oldu. Puanım bu nedenle az oysa ki en beğeneceğim kitap kesin bu olur diyordum...

Leyla ile MecnunFuzuli · Ren Kitap · 20221,925 okunma

··

1.062 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.