Erdal Şalikoğlu’nun daha önce Tarlakuşu isimli çevirisini okumuş ve beğenmiştim. Bu kitapta da çeviriler başarılıydı ancak sanırım bazı hikayelerin Macarca versiyonları problemliydi ki hızlı zaman geçişleri ve bağlamsal kopukluklar beni okurken rahatsız etti. Öyküler Avrupa-Rus edebiyatı arası melez bir çizgideydi sanki, okurken bende bu his uyandı. Kitapta en çok Imre Bartok’un tarzını ve dilini beğendim, kendisinin Bin Kişilik Resmi Kabul isimli öyküsü hassas içeriğine rağmen oldukça çarpıcı ve güçlüydü. Macar Edebiyatı’na ilgi duyanlara yine de önerebilirim, kötü değildi.