'beni örtün, beni örtün!'
bir şey var: eski sözleri
uzun ve anlaşılmaz şeylere gömdüm
gördüm: sözlerin kumunda
bir vaha idi yaz
duydum, yeşil kuş, hadra!
dedi, ‘siz,
ölmeden önce ölün!’
'beni örtün, beni örtün!'
gördüm: göğsünden kopan güneş’ti
yeşil sözü gördüm
avucunda doğan nehri
bir kemerdi; giyindim Aşk’ı
hırkamı ördüm, bürde!
dedi ‘üşüyordun,
sana verdim!’
'beni örtün, beni örtün!'
sessizlikti, gülü doğurdu
yüzümü Yüzüme döndüm
Zaman, gül’dür; gülü böldüm
yeşil gülü: semerat’ül fuad
yürüdüm aşklara doğru
hüzün geldi, banet suad!
dedi, ‘gömün!’
'beni örtün, beni örtün!'
Sayfa 168 - Can Yayınları / söylen şiirleri / Söylen'meyenlerKitabı okudu