Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

160 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Eril tahakküm, kulağa çok feminist bir söylem gibi geliyor ama buna sosyolojik bir kavram olarak yaklaşılırsa daha tarafsız yorumlanabilir diye düşünüyorum. Yakın/uzak hemen hemen çoğu etkileşimin açık veya kapalı psikolojisi eril tahakküme tabidir. Üstelik bu tahakküm biçimi sanıldığı kadar da bilinçli bir eylem değil. En azından 21.yy bazında düşünecek olursak eril yönetim biçimi tayini kümülatif bir ilerleyişle sindirildiğini Bourdieu’nün bu eseri ile yorumlayabiliyoruz. Bourdieu’nün “habitus” kavramı çok önemli. Kitabın ağırlık merkezi bu kavram üzerine kurulu. Habitus; bedene dönüşmüş toplumsallıktır. Diğer bir ifade ile, egemen sınıfların kendi kodlarını egemenlik altındakilere -pek de farkında olmaksızın- iş bölümü, alışkanlık, beğeni, dil, davranış ve karaktere empoze etmesi durumudur. Bu çerçevede cinsleştirilmiş habitus ayrımını yaparak eril habitus ve dişil habitus şeklinde bedeni tabi olduğu kurallara ayrıştırır. Dünyadaki her şeyi ve pratikleri eril ve dişil karşıtlığına indirgeyerek iş bölümünden, zevksel eğilimler ve düşünsel odaklara kadar ayrıştırılır. Erkekler dış taraftan(aktif), Kadınlar iç taraftan(pasif) sorumludur. Bu tarafların görevlerine detaylıca yer verir. Bu ayrıştırma aile ile başlayıp, eğitim, din, politika, iş bölümü ve bedenin kapitalleştirilmesi ile devam ediyor. Eril tahakküm, tam anlamıyla hayata geçebilmek için tüm şartları bir arada sağlar. Sistem, evrensel olarak erkeklere üstünlük atfeder. Bu hayatın her alanına kamusal veya özel olarak sinmiştir. Eril tahakküm ile dişil itaat arasındaki sınırı tanıma ve kabullenmeye yönelik pratik edimler sistem tarafından tetiklenir. Dişil itaat çoğu zaman bilmeden, kimi zaman da istemeden bu duruma katkıda bulunur. Sindirilen bedensel hexisin yok edilmesi için bu sorunu ele alan siyasi bir eylemin var edilmesi gerektiğini belirtiyor. Ancak bu şekilde toksik habitusun temizleneceğini görebiliriz. Benim için kafamdaki bazı soru işaretlerin giderilmesine yönelik aydınlatıcı bir eser oldu. Çünkü gözlemlediğim kadarıyla kadınlar cinsel, ilişkisel veya aile içi davranışlarda genel olarak eril tahakkümü kabul eden, çoğu zaman bunu bile isteye erkeğe bağışlayan bir tutum içinde. Bunun mantıklı tek açıklamasını biyolojik ayrışmaya dayandırıyordum ama Bourdieu öyle değil diyor. Bu durumu detaylandırdığı bu eserde görüyoruz ki kadınlar bu tahakkümü bilinçsiz bir şekilde benimsemiş ve kanıksamadan yaşamın her alanında gizil bir şekilde desteklemeye devam ediyor. Tereddüt etmeden okumanız gereken bir eser.
Eril Tahakküm
Eril TahakkümPierre Bourdieu · Bağlam Yayıncılık · 2014234 okunma
·
136 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.