Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Mel

Sabitlenmiş gönderi
Yaşamsal olgular bütünlüğü içinde biz tek şeysek, zihinde; orada aynı anda her şeyiz. Bu diyalektiğin bizde yarattığı acıdır gerçeklik. Mesele; bu gerçeklikle nasıl başa çıkacağamızda. Daha holistik yaklaşacak olursak, içinde olduğumuz bu şeyi nasıl estetize edebiliriz? Bir de anlam yaratıcılarının yarattıkları anlamlar içinde anlamsızlaşması var. Pek tabii kaçamadığımız bu anlamsızlığın içinde biz de sürükleniyoruz. Anlam; üzerine düşününce anlamsızlaşan, düşünmeyince de yok olan bir şey. Sanırım en mantıklı yol; içine düştüğümüz anlamı ifrat ve tefritten korumak. Peki, mutedil olana nasıl karar kılacağız?
Reklam
Yeryüzü, mühendislerin kesin delillerle ispatladığı gibi felekler âlemi karşısında o kadar küçüktür ki, sanki daire içinde bir nokta olup onun büyük bölümünü ya su kapladığından ya da aşırı sıcak veya soğuk sebebiyle yerleşilemez durumdadır. Kara parçalarının tümü ise yer kürenin oldukça küçük bir bölümünü oluşturmaktadır. Bununla birlikte,
Dimaşk'ta Arapların (müslümanlar) Dimaşk Camii (Şam Ümeyye Camii) dedikleri bir mescitleri vardır. Dünyada bucaminin bir benzerinin daha olduğunu zannetmiyorum. Halk bu caminin Ben-hadad sarayı olduğu söyler. Burada (cami)sihirli bir işçilikten çıkmış, senenin günlerine göre açılan delikleri olan kristal camdan mamul bir duvar bulunmaktadır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Mel
Bir kitabı okumaya başladı
Uluslararası Politikada Suriye Krizi
Uluslararası Politikada Suriye KriziCaner Sancaktar
0/10 · 0 okunma
Mel
Bir kitabı okumaya başladı
Modern Ortadoğu Tarihi
Modern Ortadoğu TarihiWilliam L. Cleveland
8.8/10 · 293 okunma
Reklam
Mel
Bir kitap okudu
120 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Anadolu'ya ve İran'a Seyahat
Anadolu'ya ve İran'a SeyahatJosaphat Barbaro
7.1/10 · 37 okunma
Mihnet ve zahmet insanlara mahsustur. Ben suret âleminin her tarafını dolaştım. İnsan her yerde gamlı ve biçaredir. Herkes kendine göre bir mihnete yakalanmıştır. Hiç kimseye muafiyet beratı verilmemiştir
-Gece ile Gündüzün Münazarası- Gece ve gündüzün birbirlerine üstün gelmek için Münazara sırasında gösterdikleri delilleri dinle. Bu, gönülden gam ve kederin şiddetini uzaklaştıran bir sergüzeşttir. Onlar üstünlüklerini ispatlamak için mücadeleye giriştiler. Bu övme ve kınama konusunda şöyle sözler geçti: Gece: Tanrı gündüzü geceden yarattığı
Ölmekten ve olmaktan hiçbir sohbette bahis açılmıyor artık. Eskiler için hayat bir muamma idi ve onun içinde hayatın gayesini sezinceye kadar o muamma üzerine düşünmeyi bırakmıyorlardı. Ve onu bir kere sezince bütün hayatlarını o gayeyi tahakkuk ettirmelerini sağlayacak şekilde tanzim ediyorlardı. Eskiler arkalarında bıraktıklarının üzerine bile isimlerini koymaya yanaşmazlardı, şimdikiler daha hayatlarında kendilerini aziz ilan ediyor, isimlerle unvanlarla insanları ihtirama davet ediyorlar. Oysa ihtiramın zoraki davet edilecek değil, kendi kendine uyanacak bir şey olduğunu en iyi bunların bilmesi gerekirdi. Güya dilleriyle kendilerini inkâr ediyorlar ama aynı anda bütün uzuvları ayağa kalkıp ispatı vücud ediyor. Eskileri ve onların hallerini yollarını anlamamız giderek zorlaşıyor. Dönüp arkamıza bakmadan burnumuzun dikine gitmenin faydası yok. Dün olduğu gibi artık herkesin fos çıktığını gördüğü sahte cennet vaatleriyle avunup oyalanamayız. Dün olduğu gibi "Durmak yok, dolu dizgin ileri!" diyemeyiz. İleride bir şey yok. İlerisi karanlık. İlerisi kargaşa. İlerisi cinnet.  Belki de bunun için en başta eylemenin dinlemeyle, dinlemenin düşünmeyle ve beklemeyle yakınlığını yeniden öğrenmeliyiz. Zira ne dinlemesini ne beklemesini bildiği için çoğu ölü doğmuş, geri kalanları da eylemenin en asgari şartlarını dahi yerine getirmediği için akim kalmış girişimlerin dünyayı ne hale getirdiği ortada. 
Reklam
424 syf.
·
Puan vermedi
·
21 günde okudu
Uzun analizler kasılamayacak kadar gayet açık, anlaşılır bir anı defteri ve çok önemli, herkes muhakkak okumalı. Okumalı ki, biri size savaş ve şiddetten söz eder, savunur ise bu kitabı önerin. Akıl tutulması!
Bir Gemi Katibinin Esaret Hatıraları
Bir Gemi Katibinin Esaret HatıralarıHasan Basri Efendi · Yapı Kredi Yayınları · 20097 okunma
25 Mayıs 1915 Bu gece, bugün o kadar top geçti ki yedi-sekiz tren, kırk vagondan ibarettir. Acaba bu harp yazın da bitmeyecek mi? Ya kışa kalır isek? Hepimizde ümid-i necat [kurtuluş ümidi] kesiliyor. Eyvah, buralarda mahvolup gideceğiz! Vatanımızı, ailemizi görmek nasip olmayacak mı? Artık birbirimizi teselli edemiyoruz. Biri düşünür iken
763 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.