Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Mel

Bismillahirrahmanirrahim Övgü ve ihtiramın ziyadesi, Yüce Yaratıcı'nın nimetine mazhar ve "Sizi yeryüzün dehalîfe kıldık" buyruğu fehvasınca adaletle hükmeden sultanların yegâne efendisi olan; farklı tabakalar arasında ihtilaf vukuunda anlaşmazlığın giderilmesi için "Allah'ın size olan nimeti‑ni hatırlayın: Hani siz
Reklam
Mel
Bir kitap okudu
368 syf.
·
Puan vermedi
·
21 günde okudu
1.Mahmud - Nadir Şah Mektuplaşmaları
1.Mahmud - Nadir Şah MektuplaşmalarıKolektif
0/10 · 4 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Roma, bilge bir prensin yapması gerekeni yaptı: Sadece mevcut karışıklıkları değil ileride olabilecekleri de göz önünde tutmak ve en büyük bir enerjiyle engel olmak. Zira eğer hastalık uzun süre önceden kestirilirse kolayca tedavi edilebilir; ama son ana dek beklenirse, artık ilaç bir işe yaramaz, hastalık onarılmaz duruma gelmiştir. Buna
Nerdesin? Sana başkaldırmışım işte; Karanlık içindeyim, ışığın nerde?
Reklam
Tanrım, hayır şer kaygısından kurtar beni; Kendimden geçir, seninle doldur içimi Aklım ayıramıyor iyiyi kötüden Sarhoş et de bari ne kötü kalsın, ne iyi. *** Ben bugün beden kafesinde mahpusum; Yok olma özlemiyle sarhoş olmuşum;
Her gün kalkıp meyhaneye gitmedeyim; Kalenderlerle boş sözler etmedeyim; Senden bir şey gizlenemez nasıl olsa: Hoş gör de sana gönülden sesleneyim. Gökleri yarıp darma dağın ettiğin gün, Pırıl pırıl yıldızları kararttığın gün, Sen sorguya çekmeden ben soracağım sana: Ey Tanrı, hangi günahım için beni öldürdün?
Sarhoş oldum mu aklım azalır; Ayıldım mı sevincim dağılır. Ne sarhoş, ne ayık bir hal var ya? En güzeli öyle yaşamaktır.
Ey can, sana aklı niçin vermiş veren? Kendini bil, yolunu bul yitip gitmeden. Baykuş gibi ne gezersin viranelikte, Yerin akdoğan gibi sultanın eliyken?
Varlık yokluk derdini aklından sil; Bırak öteleri de kendini bil. Doldur şarabı, geniş bir nefes al: Kaç nefes alacağın belli değil. Bir elde kadeh, bir elde Kuran; Bir helâldir işimiz, bir haram. Şu yarım yamalak dünyada Ne tam kâfiriz, ne tam Müslüman!
Reklam
sone 148
Ah şu sevgi ne biçim gözler koymuş kafama! Hiç yok onlarla gerçek arasında ilişki; Olsa bile fırsat yok doğru yorumlamama Gözlerin gördüğünü. Aklım öyle gitmiş ki Sevgilisi güzelse yalancı gözlerimin Ve dünya değil derse, sanki ne anlam taşır? Güzel değilse, demek, gözlerinde sevginin Yoktur tüm insanlara görünen gerçek - Hayır! Ne yapsın? Nasıl ersin aşkın gözü gerçeğe? İçi dışı yaş dolu, seyretmekten perişan. Öyleyse şaşmamalı ben yanlış gördüm diye: Güneş bile göremez gökler saydam olmadan. Kurnaz sevgi, yaşlarla kör tutuyorsun beni, Sağlam gözler görmesin diye iğrençliğini.
Sone 113
Senden ayrı düşeli, ben aklımla görürüm: Bana göstersin diye yöneldiğim yerleri El yordamından medet umarım, yarı körüm; Gözüm görür gibidir, ama sönmüştür feri. Bu göz, gönlüme hiçbir gerçek iz göstermiyor, Ne kendi gördüğü kuş, ne çiçek, ne bir varlık; Türlü görüntülerden akla hiç pay vermiyor, Ama bir iz tutmağa gücü yetmiyor artık. Görse bile en kaba, ya da en ince yüzü, En çarpık yaratığı, en çok sevgi vereni, Dağları ve denizi, geceyi ve gündüzü, Kargayı ve kumruyu, hepsinde bulur seni. Başka şey sığmaz, dolmuş seninle tıklım tıklım, Gözümü sahte yapar gerçeği gören aklım.
Sone 74
Üzüntüye kapılma: zalim ecel kıskıvrak Tutup atınca beni dönülmez bir zindana Yine de şiirlerim dünyada yaşayarak Varlığımı sürdüren bir anıt olur sana. Şiirimi okursan göreceksin demektir Bu kutsal armağanı sana bırakıyorum: Toprak kopup geldiği toprağa dönecektir Ama sendedir gerçek varlığım olan ruhum: Öyleyse yitirdiğin canın posası ancak Solucanların avı ecel kölesi beden Hınzırın bıçağına boyun eğen bir korkak; Öyle alçak ki onu hiç anmamalısın sen. Bedenimin değeri ruhun kabı olmaktır Ruhunki ise sende şiirimle kalmaktır.
763 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.