Batıya Yön Veren Metinler'le tanımıştım Alatlı'yı. Üniversitede, konuştuğumuz her meselenin ciddi olduğunu zannedip nutuklar saçarken. Alatlı'nın teorik zeminleri, tarihsel yaklaşımı ve gayet aklıselim kavramsal çözümlemeleri o günlerde olması gerektiğinden fazla ciddiyet kazandırıyordu hepimize. Şimdi aynı toyluk sürüyor elbette fakat olana bitene başka bir boyutla bakmayı deniyoruz sayesinde.
Kelebek Etkisi Söyleşileri, Alatlı'nın TV programında konuştuğu konuların derlemesi. Matbu eserler başkadır tabi. Dünyanın geldiği yerdeki durumu, insanın kendisi ve türettikleri, iktidar ve bilgi, onun arkeolojisi, dilin ve politikanın kurnaz yakınlığı derken Alatlı entelektüel duruşun inceliklerini sıralıyor kitaplarında. Cesur, umutlu ve fehim bir entelektüel. Umutlu olduğunu yazdıklarındaki "her şey güzel olacak" çıkarımlarından anlıyoruz fakat bu umutlu duruşu henüz hissetmekte zorluk çekiyoruz. Alatlı söyleşiler boyunca "konuşmalı, söylemeliyiz" deyip cesur olmanın akademik bir duruş olduğunu da söylüyor. Kabul, elbet öyledir fakat şunca gelinen noktada cesaretin de yükte ağır pahada hafif kaldığını söylemek zor olmayacak.
Benzer temaları işlerken Banu Avar'dan da faydalanabilirsiniz. Hatta ondaki cesaret ve gerçeklik, umudun olması gerektiği kadar bulunmasını ispatlıyor. Alatlı da aynı düzlemde kelebek etkisi yaratacak tespit ve izahlarıyla çığır açmayı sürdürüyor.
Hayretimiz bol olsun.