Thomas More bu şaheserinde ideal devlet düzeninin nasıl olması gerektiğine Işık tutmaktadır. Bence herkesin okuması gereken ve okuduğunda evet gerçekten dünyanın düzeni böyle olmalı dedirtecek bir eser.
Thomas More Hytloday adında bir adam üzerinden kendi ideal devlet düzeni hakkındaki düşüncelerini okura aktarır. Yaşadığı dönemin önemli hümanist lerinden olan Thomas More'un bu tarz bir eser kaleme alması hiç de şaşırtıcı değildir bence. Kitabı okurken gerçekten böyle bir ülkenin içerisinde yaşadığınızı hayal edebiliyorsunuz. Açıkçası ben hayal ettiğimde gerçekten böyle bir yerde yaşamanın Çok keyifli ve güven dolu bir yaşam sürülebileceğini hissettim.
Kitap iki bölümden oluşmakta ve son olarak Mina Urgan'ın gerek Thomas More gerekse eser üzerine kaleme aldığı inceleme metinleri ile sona erer. Ilk bölümde daha çok diyaloglar halinde geçen metin iki bölümde Ütopia'nın genel özelliklerinin, yaşam standartlarının ve hayat düzeninin detayları aktarılır.
Utopia halkının gerek dini yapısı gerek askeri ve toplumsal yapısı gerek evlilik anlayışları üzerinde detaylıca durulur. Ayrıca ceza hukuku üzerine de bir takım görüşler ortaya konur. Bu Ada ülkesinde her şey sistematik Bir plan dahilinde gerçekleşmektedir paranın altının gümüşün zerre miktarda değeri yoktur ki böyle olduğundan dolayı altınlar hayvanların boyunlarına tasma niyetiyle takılır halk bu tip şeylere o denli değer vermez. Thomas More ceza hukuku hakkında da bu bir örnek üzerinden fikrini söyle belirtir: Ona göre bir hırsızlık yapan kişi ile adam öldüren kişinin cezası aynı olmamalıdır. Yani ikisinin de ölüm cezası ile karşı karşıya kalması yazara göre bir haksızlıktır. Netekim metnin 2 bölümünde daha detaylı olarak sunulan Ütopya ülkesinde suç işleyenler kölelikle cezalandırılır ve devletin Thomas More'a göre bu köleleri devletin yararına kullanmak gibi bir sorumluluğu vardır. Bu köleler doğru yola iletilmeye çalışılır. Ülkede herkes birbiriyle iyi geçinir herkesin malı ortaktır. Thomas More şahsi mülkiyeti ortadan kaldırmıştır. Ütopyalılar savaştan oldukça nefret ederler Ve bu sebepten ötürü savaşta dahi kendileri adına savaşacak paralı askerler tutarlar. Savaşın İnsanlık adına rezil bir şey olduğuna inanırlar. Ancak meşgul kaldıklarında kendileri savaşırlar ve savaştıkları yerdeki önemli yerleri (tarlalar vs.) asla talan etmezler. Çünkü bu ülkenin yararına savaşarak aldıkları yerleri kullanabileceklerini düşünürler.
Kitap hakkında çok fazla spoiler olmaması için içerik hakkında daha fazla yazmak istemiyorum. Ancak gerçekten yaşadığımız dünyanın adaletinin olmadığını, yaşamanın bir anlamının olmadığını ve yeni bir devlet düzeninin var olması gerektiğini düşünenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap.
Thomas More özelinde biraz bilgi vermek gerekirse İngiletere'nin en önemli devlet adamlarından ve hümanistlerinden olan yazar Kral VIII. Henry'nin kendisini idam ettirmesiyle hayatını kaybeder. İdam edilmesinin nedeni ise geleneklerine son derece bağlı bir katolik olmasıdır. Kral VIII. Henry eşi Kraliçe Katherine'nin kendisine erkek bir evlat verememesinden dolayı Anne Boleyn ile kilisenin onayını almadığı halde evlenir. (O dönemde evliyken başka biriyle evlenmek için kilise onayının alınması gerekliydi.) More da işte kralın bu tutumuna karşıdır. Kralın kiliseyi karşısına almasını yanlış kabul eder ve bu nedenle idama mahkum edilir. 
Thomas More 
Utopia
·
102 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.