Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

424 syf.
·
Puan vermedi
“Ben Stiller değilim!” Bu cümle ile başlıyor kitap ve okuru merak içerisinde sayfalarda sürükletiyor. Max Frisch, farklı kalem ve benim çok sevdiklerimden. Bir #homofaber gibi olmasa da #stiller yine özeldi nazarımda. Okuyanlar bilir, onun kitaplarında kimlik arayışı baskındır. Tıpkı Stiller’in hissettirdiği gibi. Tren istasyonunda pasaportuna el konulan Bay White, kayıp Stiller’e benzediği gerekçesiyle bir süre hapis ediliyor. Hapishane ruhunda onun içini kaplıyor, düşüncelerini ele geçiriyor. Şöyle bir düşünün. Yabancıların dünyasında bir yabancı olarak yaşamak, nasıl olabilir ki? O gerçek mi yoksa bir hayalet mi? Aslında kim olduğunu White biliyor mu peki? Kuşkucu ve güvensiz tavırları onu mutsuzluğa sürüklerken bu hislerin kaynağını kafasında ölçüp biçiyor White/Stiller. Korkuların ele geçirdiği kişi iç benliğindeki kişiden bambaşka bir edayla hayata adım atabilir, ki bu tam Frisch’lik bir olay. Toplumda pek çok kişi kimlik arayışı içerisinde ve o topluluğun dayatmaları, aslında olmak istemediğimiz karaktere bürünüp farklı tavırlar sergilememize sebep. Kimi sessizce kabulleniyor bu durumu, kimi ayak diretiyor, kimi de veda etmeyi tercih ediyor olmak istemediği karakterine ve yaşama. Yaşadığı hayat, gerçekten Stiller ‘in yaşamak istediği hayat mıydı? ️Stiller, her şeyin kilit taşı.
Stiller
StillerMax Frisch · Yapı Kredi Yayınları · 2020187 okunma
·
155 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.