"Dostoyevski, çevresindeki insanları hayatı boyunca mutlu eden, ama kendisi hayatı boyunca sıkıntı içinde yaşayan kişilerdendir"
" Çok mutsuz olmamıza rağmen, birbirimizi sevmekten vazgeçemiyorduk. Hatta mutsuz oldukça, birbirimize daha da çok bağlanıyorduk. Çok garip görünüyor olabilir, ama işte böyle..."
Dostoyevski'nin mektuplarından ve kitaplarından alıntılarla beslenerek yazılmış bir eser. Özellikle romanlarındaki olay örgülerini ve kişilerin psikolojik hallerini daha iyi tahlil edebilmek açısından okunulması gerektiği kanaatindeyim. Mektuplarını okurken insanın duygulanmaması elde değil. Sibirya'ya sürgün edilirken kızakla, kendisine on kilo zincir vurulmuşken o yollarda perişan oluşları, cezaevindeki Tanrı misali başgardiyanın işkenceleri, kitap okumak isteyip İncil'den Başka kitap okutulmaması, 4 yıl kimseden mektup alamaması, kardeşim Mikhail ölmeden son bir kez sana sarılmak istiyorum deyişi, insanı kökten sarsan duygular...
“ Çok tuhaftı! Ağlayamadım; ama ruhum paramparça olmuştu...”