Bu yazıya kitaptan bir alıntılayla başlamak istiyorum. "Hiçbir şey de mi iyi bitmiyordu?" Gerçekten Jim'in hayatında ondan dolayı da olsa dış unsurlardan dolayı da olsa hiçbir şey iyi bitmedi. Hayatına giren insanlara ona değer vermeye hazır herkese kendi aklındaki karışıklığı ve bencilliği geçirdi. Aslında kitabın en sonuna kadar onu anlamaya çalıştım. Kendini bulma tanıma yolunda attığı adımlar, verdiği kararlar ve gezdiği kalpleri onun bakış açısına göre değerlendirmeye çalıştım ama en sonunda gözümden düştü. Neden yaptığını sorgulamak istemiyorum ama onun dışında Jim evinden ve küçük şehrinden ayrıldıktan sonra hep bir yerlere ait olmamacasına ait olmaya çalışmıştı aslında. Denizde geçirdiği süreler sonrasında karaya çıkışı tenis maceraları ve askerlik hepsi onun hep kendini bir yerlere ait hissetme çabasıyla doldu taştı. Çünkü Bob için çıktığı yolculukta bir yerden sonra Bob'un lafı bile geçmez oldu. Tüm çevresindeki herkesin kitapta geçen tabiriyle ibnelere bakış açısı Jim'i kendinden de uzaklaştırdı. Aslında bu kitap hiç sürükleyici olmamasına rağmen ya da giriş gelişme sonuç açısından noksan olmasına rağmen zaten amacına bence ulaşmıştı. Bence yazarın asıl amacı Jim ve Jim'in Bob'a sandığı aşkıyla o dönemin gaylerine bakış açısı tartışılmış, farklı kesimden insanların düşünceleri ve farklı yerlerde ele alınmış. Kurgusu açısından ya da Karakter açısından yetersiz olsa da ben o dönemin gayliğe bakış açısıyla bizi tanıştırması açısından sevdim.

Kent ve TuzGore Vidal · Helikopter Yayınları · 201054 okunma

·

191 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

suhee