Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

·
Puan vermedi
Boşlukların Tanrı'sı
Kitaba yapacağım eleştiri, din felsefesinde yeterli donanıma sahip insanlar için anlaşılır ve geçerli olacaktır. Fakat bu söylemimle kitabın başlangıç seviyesinden ibaret dolayısıyla vakit kaybı olduğunu ima etmem; her kesimden insan için bilinmesi şart, beyin fırtınasına sebep olacak onca akıllıca, değerli argümanını kestirip atmam imkansız, haksızlık olur. Şayet kitabın ufuk açıcılığı donanımlı bir din felsefesi okuyucusu için de geçerli olacaktır. Ayriyeten, din felsefesiyle yeni ilgilenmeye başlamış okur bu kitaptan tatminsiz, soru işaretleriyle de ayrılmayacaktır. Hatta belki argümanları tam anlamayacaktır bile, hafife de alınmamalı. Mükemmelliyetçi ve belli donanıma sahip bir din felsefesi ilgilisi olarak bunu yazacağım. Yoksa şu mevzuyu şeffaflaştıralım, kitap çok güzel ve kesinlikle okunulmalı. Her ne kadar Taslaman tüm argümanları birleştirip ateizme karşı "%51+ mantığı" dediğim makulluk hesabına gitmemizi daha uygun gördüğünü başlamadan belirtmiş olsa da (ki konu Tanrı olduğunda bu görüşten başkasının geçerli olma ihtimalini zaten görmüyorum), beni üzen şu ki kitap tamamen gereksiz yere baştan sona "Boşlukların Tanrı'sı" kokmakta. Ve bu sorun ne delillerin ne Taslaman'ın yetersizliğinden değil, kitaptaki içeriklerin doğru yönetilmemiş olmasından. Kitap "Boşlukların Tanrı'sı" makul itiraza hiçbir cevap ver(e)miyor, hatta git gide besliyor ama biliyorum ki Taslaman bu cevabı verebilecek, argümanları bu yönde sunabilecek donanıma sahip bir felsefeci. Bir dindar bunu okuyup "tefekkür" edebilir, imanını artırabilir. Ama teist olmayan okur sadece her argümanda teizmin karşısında bulunan materyalist - ateist itirazın "bilimsel sorgulama"sına yönelecektir. Çünkü bu "bilimsel sorgulama" yöntemlerinin felsefi yanlışlığına dair hiçbir ket vurucu felsefi eleştiri bulunmamakta, "Benim baktığım açı da işte buradan." misali okuyucu mis gibi onlarca "Boşlukların Tanrı'sı"yla baş başa bırakılmakta. Şayet natüralist bilimin felsefe ve metafiziği aşağılayıp itiştirdiği bu çağda konu Tanrı kavramı olduğunda, "Benim söylediğim doğruysa otomatik olarak karşımdakininki yanlıştır." mantığının geçerli olabileceği kadar ayakları yere basan, -kitaptaki 12'sinin de şahsi görüşümce tekrar kanıtlamış olduğu üzere- hiçbir delil yoktur, görünen o ki yakın zamanda olmayacaktır da. Materyalist bakış açısının bizi nereye yönlendirdiği ve bunun felsefi sakıncasının ne olduğu, teizmin delillerinden çok daha önemli ve ikna edicidir. Kitabın Allah'ı daha çok bir teiste delillendirir gibi kurgulandığının en açık göstergesi, giriş bölümünde materyalizmle alakalı genel bir eleştiride bile bulunmadan argümanlara geçilmesidir. Daha geçerli olacak mühim eleştirim ise, tam olarak Boşlukların Tanrı'sı kokusunun da merkezi olan; "Teizm bunu şöyle şöyle açıklar. Ama materyalist ateistler için tüm bunlar şaşırılırdır, açıklanamazdır." gibi saçma ve kapsamsız, hatta geçersiz, özellikle bir ateist gözünden komik derecede yanlış bir ifadeyle, koca felsefelerin defaatle kestirilip atılması, her bölüm teizm argümanlarının bu eksiklikle açıklanıp ikna edici olmuşçasına geçilmiş olması. Argümanlar tamamen faydasız demiyorum, ama bunlara delil demek fazla iddialı olur. Oysa her bölümde belli yerler üstü çizilip atılabilecek kadar materyalist - ateizm tarafından çoktan cevaplandırılmıştır. "Yeni din felsefesi okurları"na bile böyle güncellenmemiş argümanları okutmak bence tek kelimeyle gereksiz. Bir teist olarak duygusal yorumumla ikinci kelimem ise, "sakıncalı" olurdu. Ya da kitabın kitlesinin ve amacının iyi duyurulması gerekiyor, çünkü bu izlenim ileri seviye felsefe ve bilim kültürü olan okurun gözünde Allah'ın delillerini yetersiz göstermekten öteye geçmiyor. Bu kitabı okuyup bir şeyler öğrendiğini zanneden teist, kaliteli bir ateistin karşıt argümanlarıyla karşılaştığında sudan çıkmış balığa dönecektir. O zaman tüm bu çürütmelere öğrendiği kaynaktan bir cevap bulamayacak, dolayısıyla delillerinin yetersiz olduğunu anlayacaktır. Bir üst basamağa taşınması konusunda da bilgilendirilmesi gerekirdi. Bu kafa karışıklığı kitabın amacı Allah'ı delillendirmek olduğundan gereksizdir ve işteki eksikliğin göstergesidir. Kitabın kitlesinin teistlerle, hatta sıkça ayetlerden verdiği örneklerden de anlaşıldığı üzere, müslümanlarla hedeflendiği aşikar. Bir diğer değinmek istediğim nokta da zaten, Tanrı değil Allah'ın delillerinin inceleniyor olmasıydı. Bu eleştirimin anlaşılmasını kolaylaştıracak, güzel bir örnek olacaktır ki, buradaki ayrımın belirlenilmesi yazara da okura da büyük bir yarar sağlamıştır. Allah değil de Tanrı delilleri olsaydı, tüm bunlar için ayriyeten, "Ya hangi Tanrı?" diye sormamız gerekirdi. Bu Tanrı'nın, müslümanların Tanrı'sı olduğu, ayetlerle verilen örneklerden ve Allah isminden aşikar. Dolayısıyla müslümanların Tanrı'sı Allah'ın delillerinin, çok daha farklı boyutlardan ve bakış açılarından da kanıtlanabilir olduğunu düşünürsek, eleştirimin metodolojiyi de aşıp birkaç ciltlik eserin neden ortaya konmadığına kadar gitmesi gerekiyor olabilir. Ki bu da benim eleştirim için oldukça geçerli bir eleştiri. Fakat her ne kadar yazarın, "Bu deliller burada bitmiştir. Bu kadardır. Artık Allah işte bu bilmem kaç sayfada kanıtlanmıştır." gibi bir iddiada bulunmadığını zaten bilsem de, bariz antitezlere yer verilmemiş olması eleştirimi geçerli kılar. Bu karşıt argümanlara değinme eksikliği açısından argümanlardan beklediğim ikna ediciliği bulamadım. Çok güzel bir yerlere, kapılar açıp duruyor da içeriyi tam görmeden uzanıp geri kapatıyor gibiydi. Eleştirimi eleştirdiğim gibi, kitabın belli bir sayfaya sığdırılma çabasında Taslaman'ın belli ki başka çaresi yoktu. Yine de bölümlere kısacık da olsa karşı argüman eleştirisini koyabilirdi, böyle olduğunda kitap bir "tefekkür"den, bir beyin fırtınasından öteye geçmiyor. Okuyucuya amaç en azından bu yönde bildirilmeli. Fakat dediğim gibi, her seviyeden felsefe okuyucusu için oldukça ufuk açıcı argüman ve anlatımlar söz konusu. Taslaman'dan beklenen gibi, her seferinde en doğru örneklerle düşünce özenle işlenmiş. Türkiye'de dine böyle doğru yerden, yüksek kaliteden ve akıl çerçevesinden bakma hevesinde değerli müslümanlar olduğunu bilmek her şeyden daha önemli. Kısacası, "Hadi ama Taslaman! Sen çok daha iyisini yapabilirdin!"
Allah'ın Varlığının 12 Delili
Allah'ın Varlığının 12 DeliliCaner Taslaman · İstanbul Yayınevi · 2021663 okunma
·
224 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.