Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

304 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
4 senedir (son okumam 03 Mart 2018) Ahmet Haşim okumuyordum ve Can Yayınlarının emek sarf ettiği bir şiir kitabı görünce, bu zamanlarda iyi gidiyor düşüncesiyle aldık elimize. Asım Bezirci tarafından hazırlanan bu kitaba hep beraber göz atalım istiyordum aslında ama, “hayranı olduğum kadın tarafınca” bana layık görülen Kırmızı Kedi Klasiklerinden mükemmel bir baskı bana sunulunca buna kayıtsız kalamadım. Üstelik önceki ve günümüz harflerinden oluşan bir baskı olunca tadına da doyum olmadı. İki baskıyı karşılaştırma imkanım olması ise çok özel bir durum diyebilirim. Mesela Ahmet Haşim’in Dergah dergisinde de yayımlanan ‘Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar’ yazısı her iki baskıda da bulunurken; Yakup Kadri’nin yazdığı Alp Dağlarından yazısı Piyale’nin 1926 baskısında yoktur. Buna Can Yayınları sadık kalırken, Kırmızı Kedi ise bu yazıyı eklemeyi uygun görmüş ve bence güzel de yapmış. İki kitap arasındaki en büyük fark ise yeni olan baskıda iki dilin eklenmesi olayı olmuş. Bizler için çok kıymetli bir eser, yine en az o kadar kıymetli bir insanın vesilesiyle değerlenmiş oldu. Çok büyük bir edebi birikime sahip olamadığım için bir şiirini örnekleyip, işlediği konular üzerinden bir anlatım yapmam uygun olamayacağı için, yüzeysel bir inceleme yapacağım. Daha çok doğayı yahut kendini anlattığını görüyoruz şiirlerinde. Müzik ve rengi şiirlerinde birleştirerek Fecri Ati ve Yedi Meşale topluluğunu etkilerken, Fecri Ati’nin de en güçlü şairi oldu. Anlamca kapalı, aruz ölçüsü kullanılmış, Arapça ve Farsça kelimelere oldukça yer veren, şiirde ahenk arayan bir şairdir. Bu da onu Sanat Toplum İçindir yerine Sanat Sanat İçindir görüşünü savunan ve benim de karşısında olduğum (ben toplumculardanım) grubun içerisine konumlandırır. Anlamca kapalı dedik, bunu biraz açarsak şiire anlamı şair değil okuyucu vermelidir der. Yani yaptığı sanatı herkes anlamaz, belirli birikime sahip kişiler için anlamlıdır. Diğerleri için sadece güzel, süslü duran yazılardan ibarettir ve bu önemli değildir. Önemli olan güzel durması ve herkesin anlamaması. Yani herkes Rolex takamaz, herkes Rolls Royce kullanamaz gibi düşünmüş diyebiliriz. Saygı duyarız. Bu da onu toplumsal şiirden uzaklaştırdığı gibi; hüzün, sevinç, mutluluk, huzur, sevgi, aşk ve ölüm gibi bireysel konularda eserler veren bir şaire dönüştürür. Asım Bezirci ise adı geçen tüm şiirleri, daha önce yayımlanan ve araştırılan tüm yazılı baskılardan birleştirerek toparlar, düzenler, bölümlere ayırır ve yayımlar. Büyük bir emek demek. Yıllar yıllar evvelinin basımlarından söz ediyoruz sonuçta. Birkaç güzel mısra eklemek istiyorum, net olarak anladıklarımı diyelim. Zaten benim gibileri de düşünerek bir sayfada orijinali diğer sayfada günümüz diline uyarlanmış halini de paylaşmışlar ki çok beğendim. “KADINLIK” ‘Bir çiçek… belki ışıktan bir melek… Şarkı dolu kanadını çırpmasından, Sevgiyi artıran o güzel kokusundan, Süzülür dalga dalga sevinç ve aşk!’ “GÜLERKEN” ‘Gül, ey melek! Şiirimin gecesinde ışığının şiiriyle, Bulutlar gülerek böyle yansıdıkça, Pembe bir gonca açar hayatımın baharında.” (ki hatırlayalım bunu şiiri akşam 21.00 sularında orijinal şekliyle paylaşmış, çeviri olarak da bu metni eklemiştim) İyi bir eser, emek verilmiş bir eser. Aynı zamanda büyük boşluklar, 2 satır çeviri ile geçilip gidilen satırlar daha iyi olabilirdi, tabii günümüz Türkçe anlamları da verilseydi. Çünkü çok büyük emek verdikleri ortadayken bu çevirinin eksikliği iyi durmuyor. Çeviremeyenler, anlamayanlar nasıl okuyacaklar değil mi? Okumak isteyen kitap dostları olursa sormayı ihmal etmesinler derim. Tabi onlara Can Yayınları olarak göndereceğim PDF ekini. Hepimize iyi okumalar, mutlu akşamlar (geceler) dilerim..
Bütün Şiirleri
Bütün ŞiirleriAhmet Haşim · Kırmızı Kedi Yayınları · 20201,040 okunma
·
281 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.