Hepimiz bazen birileriyle o kadar yakınlaşıiriz
ki dostluğumuzu ya da kardeşliğimizi hiçbir
şey engellemiyormuş gibi görünür, bizi ayıran
küçücük bir köprü vardır, hepsi o kadar. Ama tam sen bu köprüye adım atacakken sana şu soruyu sorsam: Bu köprüyü geçip bana gelir misin? Işte o anda artık bunu istemeyiverirsin; sorumu tekrarlarsam öylece suskun kalırsın. O andan itibaren aramıza dağlar ve azgın nehirler girer bizi ayıran ve birbirimize yabancılaştıran duvarlar örülüverir üzerimize ve bir araya gelmek istesek de artik yapamayız. Ama o küçücük köprüyü düşündüğünde, sözcüklere siğmayacak kadar büyüyüverir gözünde; yutkunur ve şaşar kalırsın.