Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Peygamberimiz Aleyhisselâm, ahirette kazanacakları üstün sevapları anlatarak, Müslümanlara cihadı özletmeye çalıştı. Malî durumları elverişli olanları da, ahirette karşılığını görmek üzere, askerlere yiyecek ve binecek yardımında bulunmaya davet ve teşvik etti. Bunun üzerine, hali vakti yerinde olan Müslümanlar, mükâfatını Allah’tan umarak, mal yükleyip getirmeye başladılar. Hatta, bu hususta birbirleriyle yarışanlar bile oldu: Hz. Ömer: “Ebu Bekir vaktiyle beni geçmiş idiyse, ben de bugün onu geçerim!” dedi ve servetinin yarısını getirip Peygamberimiz Aleyhisselâma verdi. Peygamberimiz Aleyhisselâm: “Ey Ömer! Ev halkına ne bıraktın? Bir şey bıraktın mı?” diye sordu. Hz. Ömer: “Evet! Sana getirdiğimin yarısını! Servetimin yarısını!” dedi. Hz. Ebu Bekir ise, yanında bulunan malının hepsini getirdi! Sanki onu kendisinden bile gizliyor gibi idi! Peygamberimiz Aleyhisselâma yavaşça verdi. Hz. Ebu Bekir’in getirdiği, dört bin dirhemdi. Peygamberimiz Aleyhisselâm: “Ey Ebu Bekir! Ev halkına ne bıraktın?” diye sordu. Hz. Ebu Bekir: “Onlara Allah ve Resûlünü bıraktım!” dedi. Hz. Ömer, ağlayarak: “Vallahi, ey Ebu Bekir! Babam, anam sana feda olsun! Hayır yolunda hiçbir yarış yapmadık ki, sen onda beni geçmiş olmayasın! Ben artık hiçbir şeyde seni geçemeyeceğim!” dedi. Hz. Ömer servetinin yarısını getirdiği zaman, münafıklardan birisi: “Ey Ömer! Sen bununla gösteriş mi yapıyorsun?!” demiş, Hz. Ömer de: “Allah ve Resûlüne ise, evet! Başkalarına ise, hayır!” demişti. Hz. Abbas, Talha b. Ubeydullah, Sa’d b. Ubâde, Muhammed b. Mesleme, Peygamberimiz Aleyhisselâma yüklerle mallar taşıdılar. Peygamberimiz Aleyhisselâm, sadakaların biraraya toplanmasını emrettiği zaman: Abdurrahman b. Avf, dört bin dirhem getirip: “Yâ Rasûlallah! Benim sekiz bin dirhemim var! Sana dört bin dirhem getirdim. Bunları Allah yolunda harca! Dört bin dirhemini de ev halkım için alıkoydum” dedi. Peygamberimiz Aleyhisselâm: “Allah senin getirip verdiğini de, ev halkın için alıkoyduğunu da bereketlendirsin!” buyurdu. Benî Aclanların kardeşi Âsım b. Adiyy de, yüz (Vâkıdî’ye göre; doksan) vesk (yük) hurma tasadduk etti. Münafıklar; Abdurrahman b. Avf ile Âsım b. Adiyy için de: “Bunların yaptıkları, gösterişten başka bir şey değildir!” dediler. Peygamberimiz Aleyhisselâm: “Kim bugün bir sadaka verirse, sadakası Kıyamet günü Allah katında onun lehinde şehadette bulunacaktır!” buyurunca, Müslümanlardan biri, başına sardığı sarığı çıkarıp verdi. O sırada, kısa boylu, simsiyah ve hor görünüşlü bir kimse de, bir deveyi yederek getirmişti ki, onun kadar güzel ve sevimli bir deve görülmemişti. Devenin sahibi: “Yâ Rasûlallah! Ben de bunu Allah yolunda tasadduk edeyim mi?” diye sordu. Peygamberimiz Aleyhisselâm: “Evet, et!” buyurdu. Devenin sahibi, deveyi yularıyla bırakarak dönüp gitti. Orada oturan bir adam, devenin sahibini kötülemek için: “Tasadduk ettiği şey, kendisinden daha hayırlı ve değerlidir!” deyince, Peygamberimiz Aleyhisselâm ona doğru baktı ve: “Hayır, öyle değil! O senden de, deveden de daha hayırlı ve daha değerlidir!” buyurdu. Ensardan, Benî Amr b. Avfların müttefiki ve Benî Üneyflerin kardeşi Habhab Ebu Akîlü’l-Erâşî de bir sa’ hurma getirmişti ki, kendisi buna herkesten çok muhtaç bulunuyordu. Ebu Akîl: “Yâ Rasûlallah! İki sa’ hurmaya kendimi kiralatıp bütün gece sırtımla su çektim! İki sa’dan bir sa’ını ev halkımın ihtiyacı için alıkoydum, diğerini de Rabbimin rızasını kazanmak için sana getirdim!” dedi. Peygamberimiz Aleyhisselâm: “Allah, senin getirip verdiğini de, alıkoyduğunu da bereketlendirsin!” buyurdu ve getirilen hurmanın sadakalar içine dökülmesini emretti. Münafıklar, Ebu Akîl’in getirdiği bir sa’ hurma sadakasını azımsadılar da: “Allah, Ebu Akîl’in bir sa’ hurmasından müstağnîdir! Şu miskinin azıcık hurmasına Allah’ın ne ihtiyacı var?! Allah’ın ve Resûlünün bu kadarcık şeye ihtiyacı yoktur! Bir sa’cık şeyi Allah ne yapsın? Ebu Akîl de, bunu ‘Sadaka veriyor’ desinler diye getirdi” dediler ve gülüştüler. Peygamberimiz Aleyhisselâm Müslümanları İslâm askerlerine yardım etmeye çağırdığı zaman, fakir Müslümanlardan Ulbe b. Zeyd, geceden bir kısmı geçince, kalkıp namaz kıldı ve ağlayarak: “Ey Allah’ım! Sen cihada çıkmayı emr ve ona teşvik ettin. Halbuki, beni, Resûlünle birlikte binip cihada çıkabileceğim bir hayvana sahip kılmadın! Resûlünün elinde de, beni üzerine bindirecek bir hayvan bulundurmadın! Ben her zaman mal ve metâdan üzerime düşen sadakayı vermişimdir. Ey Allah’ım! Halkından bana nasib ettiğin şu bir parça metâımı tasadduk ediyorum!” dedi. Peygamberimiz Aleyhisselâmın yanına gelip: “Yâ Rasûlallah! Elimde sadaka verebileceğim bir şey yok! Şu bir parça metâımı tasadduk ediyorum! Bundan dolayı beni üzen veya bana kötü söyleyen ya da benimle alay eden kimseye de hakkım helâl olsun!” dedi. Peygamberimiz Aleyhisselâm: “Allah sadakanı kabul etsin!” buyurdu. Ertesi günü, münadi: “Dün gece metâ tasadduk eden kişi nerede?” diyerek seslendi. Peygamberimiz Aleyhisselâm da: “Şu gece tasaddukta bulunmuş olan kişi nerededir?” diye sordu. Hiç kimse ayağa kalkmadı. Peygamberimiz Aleyhisselâm: “O sadakacı nerede ise ayağa kalksın?” buyurdu. Ulbe ayağa kalktı. Peygamberimiz Aleyhisselâm, ona: “Müjdelerim seni! Muhammed’in varlığı Kudret Elinde bulunan Allah’a yemin ederim ki; senin sadakan, zekâtları kabul olunanların Dîvan’ına yazıldı!” buyurdu. Hz. Osman; Allah yolunda tasaddukun en büyüğünü yaptı. Hiç kimse onun kadar tasaddukta bulunamadı. O sırada, Hz. Osman Şam’a bir ticaret kervanı düzenlemiş bulunuyor; onun üzerinde gitmek istiyordu. Peygamberimiz Aleyhisselâm, Mescide girip minbere çıktı. Müslümanları, Ceyşü’l-Usre’ye bağışta bulunmaya teşvik etti. Hz. Osman, ayağa kalkıp: “Yâ Rasûlallah! Allah yolunda, sırt çulları ve semerleriyle birlikte yüz deve vermeyi ben üzerime aldım!” dedi. Peygamberimiz Aleyhisselâm, tekrar Müslümanları Ceyşü’l-Usre’ye bağışta bulunmaya teşvik ve davet etti. Hz. Osman, yine ayağa kalkıp: “Yâ Rasûlallah! Ben, Allah yolunda, sırt çulları ve semerleriyle birlikte yüz deve daha vermeyi üzerime aldım!” dedi. Peygamberimiz Aleyhisselâm, minberden indi. Minberden inerken, hayranlıkla elini sallayarak: “Bundan sonra yapacağı şeylerden dolayı Osman’a sorumluluk yok! Bundan sonra yapacağı şeylerden dolayı Osman’a sorumluluk yok!” buyurdu. Müslümanları tekrar Ceyşü’l-Usre’ye bağışta bulunmaya teşvik etti. Hz. Osman, tekrar ayağa kalkıp: “Yâ Rasûlallah! Ben, Allah rızası için, sırt çulları ve semerleriyle birlikte yüz deve daha vermeyi üzerime aldım!” dedi. Peygamberimiz Aleyhisselâm: “Ceyşü’l-Usre’yi donatan kişiye Cennet var! Ceyşü’l-Usre’yi donatan kişiyi Allah yarlıgayacaktır!” buyurduğu zaman da, Hz. Osman, elbisesine doldurup getirdiği yüz dinarı Peygamberimizi Aleyhisselâmın kucağına döktü! Peygamberimiz Aleyhisselâm, altınları eliyle evirip çevirirken: “Bugünden sonra, İbn Affan’ın yapacağı şey kendisine zarar vermeyecektir!” buyurdu. Peygamberimiz Aleyhisselâm, bu sözünü de birkaç kere tekrarladı. “Ey Allah’ım! Ben Osman’dan razıyım! Sen de razı ol!” diyerek dua etti. Hz. Osman, İslâm askerlerinin teçhiz edileceklerinin üçte birini veya bundan da fazlasını, hatta yarısını ve birçoklarının da erzaklarını sağladı. Su içtikleri kapların ağız bağlarına ve askı iplerine varıncaya kadar, sağlamadık bir ihtiyaçlarını bırakmadı. Hz. Osman’ın Tebük gazasında orduya gerekli takımlarıyla birlikte dokuzyüz elli deve ile yüz (Ebu Nuaym’a göre; elli) at da bağışladığı ve bunların süvarilerinin teçhizatlarını sağladığı; ayrıca onbin dinar veya yediyüz ukiyye verdiği de rivayet edilir. Müslümanlardan kimi, bir deve getirip, bir veya iki yoksul mücahide “Buna aranızda nöbetleşe binersiniz!” diyor; kimisi de, bir miktar yiyecek getirip, onu yoksul mücahidlere veriyordu. Kadınlar da, ellerinden gelen her yardımı yapmaktan geri durmadılar. Ümmü Sinan el-Eslemiyye der ki: “Âişe’nin evinde, Resûlullah Aleyhisselâmın önüne serilmiş bir örtü gördüm ki; üzerinde fil dişinden bilezikler, pazubandlar, halhallar, yüzükler, küpeler, develerin ayaklarını bağlayacak kayışlar ile, kadınlar tarafından gönderilen ve Müslümanların savaşa hazırlanmalarına yarayan birtakım şeyler bulunuyordu.”
·
172 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.