Ah, bu kadınlardaki sıvışkan, arka sallayışlı dişilik! Babamın bıyık buruşları! Kaçamak çimdikler; mutfakta, sırtları kambur sarılmalar? Babamda korkunç bir kadın düşkünlüğü vardı. Onun gibi olmama kararını, bu iğrençlikleri gördükçe vermiş olacağım. Salt onun rahatını kaçırmak için üstlerine giderdim. Tokatlardı beni. Nasıl istiyordum bu dayakları bilsen! Onlar beni "babayı sevmeme" azabından kurtarıyordu. Onun hizmetçilerle düşüp kalktığını teyzem de bilirdi. Yakınmazdı. Sonraları onun bu eve nasıl dayandığına şaşmışımdır. Benim yüzümden mi, yoksa her gece babamın erkekliğinden payını aldığı için mi? Okuldan suratımda çürükler, tırnak yaralarıyle döndüğüm günler babam, "— Görürsünüz, adam olmayacak bu çocuk," derdi. Konuşmazdım. Sevinirdim. Babam adamsa ben olmayacaktım. "Büyüyünce bıyık bırakmayacam" derdim kendi kendime. Ertesi gün daha çok dövüşürdüm. Ötekiler benden yıldılar. Öğretmenler babama yazarlardı. İyi ki okumamı istemiyordu. Yoksa ona inat okumazdım. "— Okuyup da ne olacak? İşadamı olmalı," derdi. Teyzem ona çıkışırken, ben işadamı olmamaya karar verirdim. Bazı kere teyzem bana büyüyünce ne olacağımı sorardı. "—Bilmiyorum," derdim. "Komisyoncu olmayacam ben." Gülerdi. Başını sallar, "— Sen," derdi, "bu kötü adamın yüzünden azap çekeceksin." O zamanlar onun, kötü dediği bu adamın metresi olduğunu bilmezdim. Sevilende bizimle ortak duygular vardır sanırız. Onun da babamdan iğrendiği kanısındaydım. Durumu benden iyi gizlemişlerdi doğrusu. Çok geç farkına vardım.
Sayfa 124Kitabı okudu
··
134 görüntüleme
Babasının C ye attığı tokatları sevmesinin sebebi; babasını yani "hayatta ve doğadaki yasakların kaynağını" ortadan kaldırılmak istemesidir. Kendi hayatındaki yalnızlığın ve düzensizliğin kazandırdığı özgürlük alanında varoluşunu inşa etmiş C karakteri için "yapılması gereken zorunluluklar" ın tamamı kaçınılması gereken özgürlüğüne kasteden zincirlerdir. Anlamlı bir hayata sahip olduğuna kendisini inandırmış toplumun basit bir örneği olan "komisyoncu bıyıklı babası" gibi olmamayı amaç edinmesinin sebebi de bireysel özgürlüğünü ötekilerin tahakkümüne yem etmemektir.
- Psikiyatrist Agah Aydın' ın HaberturkTV de Fatih Altaylı ile "Metaverse" röportajında atıf yaptığı kitap bölümüdür. (youtube.com/watch?v=c7Am8Oc... dakika 1.23.10 da)
- Yayında Agah Aydın kölelikten bahsediyor. Kölelerin zincirlerini sevmelerinin sebebi özgürlüğün getirdiği anlamsızlıkla baş edemeyecek olmaları ve bundan dolayı efendisinin ona bahşettiği "çileli ve anlamlı" hayatı yaşamayı yeğlemesidir.
- İnsanlık tarihine baktığımızda dinsel anlatının keşfi ile köle-efendi ilişkisine dair çok anlamlı bir evrensel-anlatı kurgulanmayı başarmıştır. Hayat çileden ibarettir ve dünyada sahih, iyi davranışlarda bulunanlara cennete huzur ve mutluluk bahşedilerek köle olmaya devam edebilmeyi başarmıştır insanlar.
- Metaverse Evrenlerinde insanların sıkıcı dünya hayatlarını idame ettirmelerini sağlayabilecek bir evrensel-anlatı kurgulanabilirse eğer ozaman insanlar oraya girip arzularını tatmin etmeye gönüllü olurlar.
Çok güzel bir yorumlama. Ben de burada yoğun bir psikanalitik gönderme görüyorum. Bu alıntıyı paylaşmamın esas nedeni de bu oldu aslında. Freud'un bahsettiği Oedipus Kompleksi özünde babayı öldürme arzusunu barındırır. Özellikle fallik dönem çocukları (3-6 yaş) anneye karşı yoğun biçimde "cinsel" arzu duyduklarından, rakipleri olan babalarını ortadan kaldırmak isterler fakat bir yandan da babanın üstün gücü Oedipal çocuğu korkutur. İlerleyen yaşlarda bu durum erkek çocuklarda bastırılır ve babayla kurulan özdeşime dönüştürülür. Çünkü toplum, kişinin kendi babasından nefret etmesini ve onu ortadan kaldırma isteğini hoş karşılamayacaktır (süperego tam da burada devreye girer). Buradaki "nasıl istiyordum o dayakları bilsen! Onlar beni babayı sevmeme azabından kurtarıyordu" sözü de tam olarak bunu anlatmaya çalışıyor. "Sayın toplum, babayı sevmiyor, onu ortadan kaldırmak istiyorum ama bunun için hepinizin kabul edeceği geçerli sebeplerim var. Bu sebepler dolayısıyla babamı yok etme isteğim yüzünden beni dışlamanız haksızlık olur" gibi süperegoya karşı açılmış gerekçeli bir savaş söz konusu. Bu da benim yorumum. Aylak Adam'ın psikanalizle ilişkisine değinen bir makale: Psikanalitik Bir Okuma Denemesi: Aylak Adam (yazar: Ö. Bayrak)
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.