Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

“Çevremizi saran ortam, eşyanın ruhudur. Her şeyin kendine özgü bir dışavurumu vardır ve bu dışavurum ona kendi dışından gelir. Her şey, üç eksenin kesişmesinin bir sonucudur, o şeyi o kesişme yaratır: kararınca madde, bizim onu yorumlama biçimimiz ve içinde bulunduğu ortam. Üzerinde yazı yazdığım bu masa bir tahta parçasıdır, ama aynı zamanda masadır, bu odadaki mobilyalardan biri. Masanın bende uyandırdığı izlenimi aktarmak istesem, yapacağım tarifte onun ağaçtan yapıldığı, benim bu nesneye masa dediğim, ona birtakım amaçlar, belli kullanım şekilleri yakıştırdığım, yakınında ve üstünde yer alan nesnelerin ona kendi dışında bir ruh kazandırdığı, onu dönüştürerek onda yansıdığı, içine sızdığı düşünceleri yer alacaktır. Masaya verilmiş olan, bugün solmuş renk bile, üzerindeki lekelere ve çiziklere varıncaya kadar – bütün bunlar, bunu bir kenara yazalım, masaya dışarıdan gelen şeylerdir ve ona bir ruh kazandıran da özünü oluşturan tahta parçasından çok bunlardır. Ve bu ruhun en özel yanı: Bir masa oluşunu, yani kişiliğini de ona kazandıran gene dışarısıdır. Dolayısıyla, cansız olduğunu düşündüğümüz şeylere bir ruh mal etmek –hem insani, hem de edebî açıdan– bir hata sayılmaz. ”
·
106 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.