Sadece yolu yürüyerek kateden kişi.” der Benjamin, “yolun neye hükmettiğini öğrenebilir.”
Diyerek karsılıyor
Nurdan Gürbilek bizi.. Kıtabın basında..
Siz hiç Nurdan Gürbilek okudunuz mu? Benim gibi ılkkez mi tanışıyırsunuz?
Nurdan Gürbilek çok iyi bir okur, İyi bir gözlemci, sonrasında iyi bir eleştirmen..
İlk deneme kitabı aynı zamanda..
Romanlardan, roman karekterlerınden yola çıkarak,
dünyayı anlamaya çalışan bir deneme kitabı elimizdeki . Dostoyevski ve Tolstoy karakterlerinin farklılığından onların hayata bakışını anlamaya çalışan..
Nurdan Gürbilek
manzaralar ve patikalar arasındaki denemelerde okura yansıyanlardan oluşan bir eser, kavramlar, imgelerle, duygularla, düşünceler le, edebiyatta politika arasındaki o ince çizgide gidip gelen bir deneme bu..
Öyle kolay okunan bir kıtap degıl sessizin payı, yoracak okuru, sindire sindire tadına vararak okuduğum bir kıtap oldu...
Sessizin Payı
Arka kapak bıze ne söylüyor :
İki sorunun cevabını arıyor Gürbilek. Birincisi: Sessizin - henüz konuşmayanın, konuşma imkânı olmayanın, artık konuşamayacak olanın- el konulmuş payını geri alabilir mi yazı? İkincisi: Yazarlar konuşamayanlar adına da konuştuklarına inanmak ister. Ama yazının da bir sessizi vardır. Sessizin payına bu kez kendisi el koymadan var olabilir mi yazı?
Peki? 'Susulanın, susturulanın payı yokmu?
Bu suskular da!!