Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Şurası çok dikkate değerdir ki, önceki gelişim basamaklarının daha sonraki gelişim basamaklarında da çeşitli ölçülerde korunduğu hakkındaki iki yasa, iki değerli bilgi kuramlarında da kendini belli ediyor. İki değerli bilgi kuramları içinde de, bilginin ve doğruluğun iki türünü tek bir türe indirgeme eğilimi vardır. Rasyonalistler, empirik bilginini temeline rasyonel bilgiyi koyarlar (Descartes) ya da empirik bilgiyi rasyonel bilgi üzerinde temellendirirler (Kant) veya empirik bilgiyi tümüyle rasyonel bilgiye indirgerler (Leibniz). Leibniz, şaşılacak bir tarzda, empirik önermelerin de analitik oldukları savını ortaya atar; sadece, empirik önermelerin çözümlenmesinin sonsuza dek devam edeceğini, çünkü olguların sonsuz sayıda bir nedenler dizisine bağlı olduğunu, bu yüzden onların sadece tanrısal bir akıl tarafından sonuna kadar izlenebileceğini söyler. "Esas olan şudur ki, sadece tanrı olumsal (kontingent) doğruluk hakkında a priori bilgiye sahiptir ve o kendi yanılmaz gücü ile deney yerine başka araçlarla bu bilgiye ulaşır". Leibniz böyle anlaşılması güç (absürd) bir görüşe ulaşır, çünkü o doğruluğu "öznedeki yüklemin içerdiği şey" olarak tanımlar; öyle ki, tüm doğruluk, empirik de olsa, analitik olmak zorunda kalır böylece. Empiristlerin karşıt eğilimi, tüm rasyonel bilgiyi empirik bilgi üzerinde temellendirmek istemeleriyle ortaya çıkar ki, bu eğilim en yalın (krassest) ifadesini J.S.Mill'in "Mantık'ında bulur. Mili için temelde sadece olgusal doğruluk vardır ve tüm akılsal doğrular bu empirik doğrulardan türerler. Mili, a priori'yi psikolojik yoldan kazanılmış bir kabul ve matematiğin zorunluluğunu bir illüzyon sayar. Mantık ve matematiğin aksiyomları, onun için gözlemlerden çıkarılmı genelleştirmeler ya da doğabilimlerinin başvurduklarından hiçbir önemli farkı olmayan empirik tasarımlardır. "Tüm bilimlerin dayandığı temel, bizzat dedüktif ve tanıtlamacı (demonstratif) olanlar da içinde olmak üzere, indüksiyondur. Her kanıtlama, bizzat geometride olduğu gibi, indüksiyonun kullanımından başka bir şey değildir". Böylece rasyonel bilginin kesinliği, kökünden ortadan kaldırılmı olur; çünkü bir kez, indüksiyon ancak olasılı önermeler sağlayabilir ve bu önermeler her zaman yeni bir deneyle yadsınabilirler (indüktif yolla elde edilen "tüm kuğu kuşları beyazdır" önermesi, siyah kuğu kuşlarının keşfiyle yanlışlanmıştır); ikinci olarak, indüksiyon son derece problematik bir yöntemdir ve onun mantıksal yönden temellendirilmesinde hiçbir açıklık yoktur.
Sayfa 183 - pdfKitabı okudu
·
111 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.