#kitapyorumu
herkese merhaba @panamayayinlari tarafından çıkan @dmitryglukhovsky tarafından yazılan #sumerki kitabını okudum. Yazarın diğer kitap serisi olan metro serisini sırf çok fazla kişi tarafından okunuyor diye okumamıştım. öyle olduğu zaman kitabı okuma isteğim azalıyor. Mayalar inkalar bu tarz eski medeniyetleri, kabileleri okumayı çok sevdiğimden bu kitaba da büyük ilgi duydum. 2012 yılında dünyanın sonu gelecek diye kehanette bulunan maya’ları hatırlıyorsunuzdur. Kendi sonlarını öngöremeyen bir millet mayalar. Yazar da bu konuya dikkat çekmiş kitapta. Yazar esasen kitabı 2007’de yazmış. Yani öngörülen kıyametten 5 yıl önce. Sanırım bir nebze mayaların bu öngörüsünü çiğnemeye çalışmış. Kitabın ana kahramanı, Latin Amerika'daki İspanyol iktidarının konsolidasyonu sırasında eski bir İspanyol günlüğün çevirisini almak zorunda kalan tek bir çevirmen. Teknolojiye şiddetle karşı çıkıp hala daktiloyla çevirir. Teknolojiyi reddetmesi çalışmasını azcık yavaşlatsa da dinlendirici bir otam yaratıyor. Günlüğü çevirmeye başlayan Dmitri çevrilen kısımlarda anlatılan garip şeylerin kitap etrafında dolaştığını öğreniyor. Çeviriler giderek daha karanlık bir hal almaya başlar ve Dmitri’nin yaşadığı gerçek hayattaki olaylar da gittikçe gizemli, tuhaf ve ölümcül hale gelir. Kanlı Mayaların dünyası, çağdaş Moskova'nın gerçekliğine yavaş yavaş sızar. Çevirdiği günlük de bir rahibin günlüğüdür. Hem günlük metinleri hem de Dmitri’nin dünyasındaki ansımaları okumak çok güzeldi.Kitap boyunca İspanyol askerlerin, din adamlarının ve kızılderili rehberlerin yer aldığı karmaşık bir entrika ağını okuyoruz.Kitap sessiz ve durağan bir kitaptı öyle aksiyon filan beklemeyin. Özellikle yazar çeşitli şeyler hakkındaki düşüncelerini araya aksiyonu bozacak şekilde yerleştirmiş. Karakterin hayatına biraz fazla giriyoruz. Yaptığı yemeğin malzemelerine kadar yazılmış aşırı salakçaydı bana kalırsa. Daha iyi bir hale evrilebilirdi kitap. Konu sakız gibi uzatılmış. Beklentimi boşa çıkardı.
