Her Stefan Zweig kitabı okumamda aklımdan hep aynı şey geçer, bu kadar muhteşem eserler kaleme almış olan Zweig yaşasaydı okuyucuyu kimbilir daha farklı ve şahane ruhsal Yolculuklara çıkaracak ne eserler yazardı... Özellikle de kitaplarında ki kadın karakterlerin iç dünyasını bu kadar başarı ile yansıtan Zweig'in hayranıyım. Ve yine bir kadının yaşam öyküsünü anlatan Bir Çöküşün Öyküsünü Madame de Prie'nin gücünü kaybedişi ile birlikte başlayan yalnızlığını Normandiya'daki malikânesinde karanlığın içinde ki gerçeklerle yüzleşmesini onunla birlikte yaşadım sanki. Son derece çarpıcı, güçlü ve İktidar sahibi bir kadının gerçek yaşam öyküsünü kaleme aldığı bu Novella yine her zamanki gibi şahane ruhsal analiz ve betimlemeler ile Zweig'in hassas ruhunu yansıtır gibiydi. Fransız sarayında oldukça etkili bir kadın olan Madame de Prie günün birinde gözden düşer ve kral tarafından Paris'ten sürülür. Paris'teki yaşamında her daim ilgi odağı olduğu hareketli, kalabalık, eğlenceli yaşamı bırakıp Normandiya'daki malikânesinde ne kadar süreceği belli olmayan sürgün yaşamında Madame de Prie kendisi ile başbaşa kaldığında bu yaşam onun hiçte beklediği gibi değildir. İnsanlardan ve iktidardan yoksun ; mutluluk, servet, gençlik ve aşk olmadan yaşamak onun için ölüm fermanıydı. Bu koyu, zifiri yalnızlıkta mantıklı düşünme yetisini iyice kaybeden kadın, yeniden eski günlerdeki gibi tüm dikkatleri üzerine çekecek bir plan yapar. Madame de Prie'nin kurduğu hayalin aksine insanlık tarihi davetsiz misafirleri sevmezdi, kahramanlarını kendisi seçer, ne kadar çabalarlarsa çabalasınlar hakkı olmayanı acımasızca geri çevirirdi....

Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202177,4bin okunma

·

387 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

İlkay Yurttaş Koşar