Cinayetleri işleyen koca yürekli abimizin ismini ilk duyduğumda "Bak, bu adamda bir şeyler olabilir." diye tahmin yürüterek inanılmaz bir iş çıkarttığımı belirtiyor ve incelememe gerekli olduğundan emin olmadığım bu ön bilgiyle başlamış bulunuyorum. Öhm..Öhm. :D Kitabın yapısından bahsedelim. Minik bir şah simgesiyle kısımlara ayrılmış. Bazense; sabah, öğle, akşam ya da saat belirtilerek başlıklar kullanılmış. Kitaptaki olay örgüleri sarmaşık şeklinde ilerliyor. Karakterler arası geçişlerle olaylar harika bir şekilde dizayn edilmiş ve böylelikle yazar bey sürükleyiciliği arttırmış. Bir grup polis, bir psikiyatrist, haber spikeri, yayın yöneticisi ve birkaç hackerden oluşan karakter kadrosu yazarın eşsiz kurgusuyla birleşince harika şeyler bırakılmış ortaya. Kitabın son kısımlarını okurken nefes almayı unutursanız ufak çaplı sorunlar yaşayabilirsiniz. Böyle bir durum gerçekleştiğinde sorumlusu ben değilim, unutmayın bunu. :) Arkadaşlar, ortada tek bir cinayet yok. Birden fazla cinayetten oluşan tahmin edilemez bir kombinasyon söz konusu. Bütün cinayetler birbiriyle öylesine bağlantılı ki bu bağlantıyı kitabın sadece sonunda fark edebiliyorsunuz. Ki bir polisiye-gerilim kitabında olması gereken de budur. Bağlantıları hayretle okuyacaksınız. Umarım yaptığı gösteriden etkilenen bir sihirbazın meslek sırrını açıklamasından sonra "Ehh, bu muymuş? " denilmesi gibi bir durumda olmazsınız. :D Kadronun bel kemiğini oluşturan 3 tane karakterden bahsetmezsem olmaz diye düşünüp başlıyorum: 1) CLAPS: Kitabın son kısımlarında bu beyefendimiz hastanelik olsa da genel hatlarıyla kitabın yapı taşı. Kendisi bir suç psikiyatristi. Mantıklı yaklaşımlarıyla midesi bulana bulana çözdüğü birçok gizem var sağ olsun. İnanılmaz iç güdüye, karmaşık bilinçaltına ha bir de eski kasa bir Mercedes'e sahip. Kendisi arabasıyla çıktığı dertli şehir gezilerine bayılır. :D 2) GRETA: Bir haber programında sunuculuk yapan, ün ve şöhret uğruna yöneticisinin altına yatmayı çok da umursamadan işine bakıp ekmeğinin peşinde koşan güzeller güzelli Greta'mız... Cinayetlerin çözülmesinde rol almaya başladıktan sonra içim ısındığı için kendisini sevmiyorum diyemem. Olayların çoğunda başroldü ve rolünün hakkını hakikaten çok iyi verdiğini düşünüyorum. 3) SENSİ: Polis ekibimizin yöneticisi. Polislerin gazetecileri ve habercileri sevmediği gibi Sensi de Greta'ya olan nefretiyle biliniyor. İşini hakkıyla yapan, baştan sona cinayetlerle ilginen asabi bir arkadaşımızdır kendisi. Mantıklı yürütmelerinden dolayı sevdiğim bir karakterdi. Biraz da yazardan bahsetmek istiyorum. Şimdi.. Kimdir bu Mazzanti? : İstanbul'da gerçekleştirdiği bir röportajda Türkiye için "Burası benim için her zaman bir hayal ülkesi" diyerek kültürümüze hayranlığını belirten Mario Mazzanti, Toskanalıdır ve Milano doğumludur. Tıp fakültesi mezunu olup sinema, edebiyat, opera ve satranca ilgi duymaktadır. ( hâliyle ilk kitabı Şah Mat'ın içinde satranç teması olması normal tabi.) Şu anda Bergamo bölgesinde ailesi ve yüz kilodan fazla İngiliz Mastiff cinsi köpeği Homer ile beraber yaşamaktadır. İncelememi La Feltrinelli'nin şu sözleriyle bitirmek istiyorum: "Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı ve gerçeğin insanın en karanlık hırslarında gizlendiği nefeslerinizi kesecek bir gerilim romanı."

Şah MatMario Mazzanti · Sonsuz Kitap · 20167,6bin okunma

··

8,5bin görüntüleme

Lilith Hoca

@Sylviaplath1907 ·

04 Mayıs 2022 15:38

Anladığım kadarıyla tavsiyem boşa çıkmamış

da! poet

@drefi ·

04 Mayıs 2022 15:45

Tabiki :)

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.